Ne köye dönebildik, ne şehirli olduk.
Al yanağımızla gittik, soldukça solduk,
Hiç anlayamadık hepimiz gurbetçi olduk,
Gurbet, gidenin yüreğini oydu da gitti.
İnsana hastır özlemek doğduğu yeri.
Şehitlerimize.
Yitiğim içimde,
Kendime kayıp olmak var ya hani,
Dönüşü olmayan kavşaktayım,
Yönsüzlük var ya hani.
Ne Güneşim doğar,
Özgürlüğümü gözlerinde yitirdim,
Mahkûmiyetim yılarca sürdü.
Ne af diledim, ne affına sığındım,
İçimde açan çiçek, çürüdükçe çürüdü.
Kara gözlerinden, kelepçem oldu,
Adı konulmadık sevdayım.
Bir şairin mısrasına tutunmaya çalışan.
Gözlerimde yeni bakışlar,
Yarına giden yoldayım.
Suskun dilimde bir güfte,
Şairleşir dururum gün boyu.
Bir sabahı, Eylül sabahı,
Avuçlarına yakalanmış,
Miniktim.
Ben Öğretmeninim diyerek,
Okşayışından tomurcuklandım,
Bahçende çiçektim.
Işık, sarı sokak lambası,
Öndeki kirli paslı çöp arabası,
Vakit şöyle böyle gece yarısı,
Takırtılar çatırtılar geliyor.
Yüz solgun belki hasta,
Beklide yakınını kaybetmiş yasta,
Bir başka bakıyorum bu gün,
Ellerimde sessizliğim saklı,
Bağırdıkça kısılıyor sesim,
Bu son kulvar, yarışın başladığı.
Hani onlar vardı ya bir zamanlar,
İçimdeki patikalardan geçer,
Her gece yalnızlıklarım.
Yitişimi izlerim,
Yaprak yaprak takvimlerde.
Gülüşünde başlayan tutsaklığım,
BOŞA GEÇTİ SENELER
İçimde bitmeyen sevgin, bunca zamandır,
Yorgun düştü yürek, boşa geçti seneler.
İnsan yolcuymuş, dünya ise koca handır,
Ararken kapıyı boşa geçti seneler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!