Rakam değil, gerçek yaşlar
Ötmez olur artık kuşlar
Çıkılmaz olur yokuşlar
Yaşın kırkı aştığında.
İki hane, birinci dört
Gençsin çok güzelsin ona sözüm yok
Havalısın, inan zerre gözüm yok
Tamamı geçici, buna çözüm yok
Yaşlandığın zaman görürüm seni.
O ipek saçların olur bembeyaz
Hayatın manasını
Yaşlanınca anladım
Öğrendim alasını
Yaşlanınca anladım.
Gönül gereksiz coşmuş
İlerledikçe yaşın
Kimseyi çekmez başın
Azılır arkadaşın
Yaşlanmak böyle işte.
Konuşurken karınız
Yutacağız hapımızı
Göreceğiz çapımızı
Bir gün gelip kapımızı
Çalacaksın sen yaşlılık,
Doğru değil mi dost sizce?
Kendime bir kıyak yaptım bu pazar
Keyfim kimsede yok, değmesin nazar
Dünya yanıyormuş, yansa ne yazar
Kafaya takasım gelmiyor bugün.
Sıcakmış, soğukmuş veyahut serin
İşte Eylül
Yağmuru şifa
Tıpkı onun gibi
Yağdığımı düşün
Bakın biri bu aha
Yemin ile vallaha
Durun, bekleyin daha
Yazacağım çok şey var.
Böyle çoğu zamanlar
Seven kıskanır ve kızar
Kızacak bir şey kalmadı.
Kalem yazmaz, yürek yazar
Yazacak bir şey kalmadı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!