Geceler gündüze, gündüzler geceye vurup durur,
Saat kaç...
Kaç ölümlü zaman yeni yeni yeşerir,
Gece fani midir muhakkak...
..............................................................
Her bacadan bir ruh fışkırır gibi,
Dün duydum;
Adını sayıklıyordu gece
Ne bileyim aydınlanmaların arasında
Nâr koyduğunu yüreğime
İçi titrer her yaşamın, ufuk orada da var
Geçmiş zamandan kalma bir çiçek...
Bir çiçek... kış koklar, soğuk koklar
Tuz tadında zemheri bir ayrılıktır göç... bilemezsin
Dağlar, taşların hapsettiği bir güne çıkar
Çocuk bakar, kuş bakar, çimen bakar
Dolmabahçe altın kakmalarıyla dar
Tutunur her bir tahta küçücük yetimler, hakkı var
Bilmem,bilemem terkeder giderim
Ne bu dünya; ne de öteki benim...
Koynuma kadar sokulmışcasına kıyamet,
Kıyameti yaşıyor ruhum
Göz kırpıyor gökyüzü şeytanca,
Sanki beni aydınlatmak istiyor...
Belki kopar ardı ardına kıyamet
Git; ama aşkı dokuduğum kilimi çiğnemeden
Sofamdaki aydınlığı cebine koy da git!
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaksa;
Bütün yenileri yok pahasına satıp da git!
Velvele koparma
Yıkma, ehlileştir ruhunu
Aşk budur deyip kendince
Avun avun dur!
Pat, küt, çat, hır, gür, vız, tırıs
Bu gürültülü dünyada yaşanmaz...
Kar
........................................sıcak sessizliğim üzerinde gezinme artık
Maziyi andırma
..........................içimde darmadağın bir çığlık
Çığlık oluveriyor yanlızlık
Kirpiklerin gündüzü örttü,
Bu da ne gece mi kayboluyor?
Zamanı tüketen genç bedenin,
Ölümün varlığını mı sorguluyor?
Dert değil gece
Ayin yoksunluğu ya da
Dert değil...
Bir kus yavrusu düşer dalından
Toprak sımsıcak anası
Çiçek gölgesine serilir masum



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!