karalısın galiba,
peki git
yoo
sürgüsü yok kapının
o anahtar girmek içindi
çıkması kolaydır gönül hanemden.
karanlığının en kesif gecelerinden biriydi ömrümün.
işte öyle bir geceydi dün gece.
dün gece düşümde seni gördüm anne.
küçüktüm ben, çocuktum anne.
dövdüler beni anne, bana sövdüler.
senin annen yok, kimsen yok dediler,
ben kahrolası bir serseriyim
deki sevmek senin neyine
hele birde sarışını
hem sen esmer severdin
nasıl kandın onun yeşil gözlerine
oysa adın bahardı,
akdeniz gibiydin.
ruhunda hep bir sıcaklık vardı
her ne kadar sulusepken yağsada gözlerin.
hep ayıplardın pes edip gidenleri
hep seni yaşadığım halde
hiç seni yazamadım.
fıratın can verdiği yaylalarımızın,
serin, sade, buğulu kızı.
yeldamın aydınlığı,
ömrüm, şimal yıldızı.
bu aşk sadece iki damlacık maceramıydı gözlerinde
anlık bir burun sızlamasımıydı bir tren çığlığı misali
yada az nemli bir voltamıydı yakarışların eski bir cami avlusunda
yağmurlu geceler hiçmi koymadı sana
hiçmi fırlamadın yatağından bir şimşek çakmasıyla
hiçmi kanatmadın yastığını bir dudak ısırığı tırnak tırnak
gece hüzün akar içime her saniye,
yada ben hüzün dolarım geceye.
gamlaşırız böyle,
gamlaşırız yorgun saatlerin,
bir sevişmek sonrası tiksintimtrak mutluluğuyla.
uçurtmamı vurdular
kalemim kanlandı
şiir bahçemde intihar çiçekleri
seni benden aldılar
hücrem daraldı
aşk seninle sabaha ermek...
yıldız kayıyor geceden
gözlerine düşüyor.
oturuyor orada salınıyor.
ses veriyorum....
gözlerim bi manasızlık ummanı...
anlatamazki sana meramımı.
anka kuşlarım
vede yalancı kukumavklarım anlatır sana aşkına susuzluğumu
affet pat diye düştüysem kapına
affet bu gurursuzluğumu...
saygılar kimin yiğeni: :)) şiirlerini okuyorum irfanım. brawo yani uspirin BAKIRCI:pp