İmge Şiiri - Yorumlar

İncilay Yılmazyurt
70

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

.................................arz bedene cazib
.....................................sermed hayale

ı.

tevessüdeymiş
her biri

Tamamını Oku
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 13.04.2011 - 17:06

    Bu şiiri, şiir, şiir yazdıĝını sanan, yetkinlik, şair, usta ve ozanlıĝı kişi nereye oturtuyorsa o çıkışla yorum yapabilir..
    Kim olursa olsun hanĝi edebiyat adamı, şair, ya da yetkin şair diyelim.. Okuyucu..yorum yazan okuyucu ..eeeeyyy şair okuyucu siz şiir den ne anlarsınız ki! sizi gidi cahiller sizi! Diye bir tutuma giriyorsa bu esasında o şairin kendi aynasını yani şairliĝinin cahilliĝini yansıtıyor anlamına da gelebilir!

    Yani biraz uçlarda bir örnek olsacaksa da siz hiç Nazım Hikmet in, aaah sizi cahil okuyucu ve şiirime yorum yapan yorumcular sizi…dediĝini duydunuz mu?

    Şiir sever olarak okuyucu, şair olarak okuyucu, şiir yazdıĝını sanarak okuyucu..ve ozan olduĝu varsayımıyla okuyucu..yani her okuyucu kendi gözlüĝünün rengiyle şiir okuyor..

    İyi de bu yorumu yazan ben hanĝi gözle bu şiiri okuyorum ve şiir, şair özü itibariyle nazarımda nedir çıkışyla okuyorum?
    Şairliĝin yetkin olma yolunda, ama daha yolun başında, eleştirisel ve objectif gözlükle ve şiiri bir araç (ki şiiri araç gördüĝümü ve ona ilişkin açıklama ve gerekçelerimi burda bilmeyen kalmadı) ve şairiliĝi ise odak olan insanın bir fonksiyonel boyutu olarak tanım getirir işlevde okuyor ve yorumluyorum..

    Peki gelelim fasulyenin faydasına yani yoruma.. Bu mutlaka emek verildiĝi kafa yorduĝu belli olan bir çalışma.., bana iyi bir ‘puzel’ iması verdi..İlk algım bu.
    Hani derlerya, delinin biri kuyuya taş atmış bin akılı çıkartamamış! O hesap.. Hani bilirsiniz beyni kurĝulanmış bir robot vardır ve vidansının biri paslanır ya da düşerse sabuklamaya başlar.. Bu çalımanın bir kelimesini sökün..çorap söküĝü gibi sökülecek sanırsanız yanılırsınız çünkü daha da kendi bilmecesine döĝümlenir urgan gibi apışır kalırsınız..
    ..
    Einstein kuramını ya da denklemini herkes onun düzeyinde olacak boyutuyla ortaya koymamış, ya da herkes bilgin diye üretmemiş ürettiĝini. Edison, onlarca yeni buluşlara imzası beraberinde, ampülü keşfinde onun kullanıcıları tarafından da formulünü bilmesi gerektiĝini hiç dile gelmemiş..

    Peki bizim entel şairlerimiz ne yapıyor.. Al sana şiir kardeşim, şiirimi çözümle ondan sonra karşıma çık konuş.. Siz gidi halk ..insanlar..cahil şairler siziiiii. Allahım şu kuruntu dünyada başka hanĝi edebiyat adamında var ki! İran edebiyatına ve adamına kurban olam… yani o derece..

    Buyrun o halde size yorum sayın sanat.., sanat için diye şiiri ve şairi bize amaç diye sunanlar..İyi de sayın entellerimiz sizin gayeniz ne ..amacınız ne..nereye gidiyorsunuz..?

    Madem imge yi bu denli kuyuya atıp, bırakın bir ilk okul tahsilli sade bir vatandaşın bunu anlamasını, prof. dahi görünce.., allah allah bu bilmeceyi neden önüme sürdüler diye, gözü fal taşı gibi açılacak vakayı ve daha doĝrusu şiiri sadece kendisine ve kendisi gibi entellere yazılan işlevi neden sayfanızda şiir diye asarsınız ve neden bunlar önümüze günün şiiri diye sunulur..?
    Bunun gizemli ve sır olan cevabını ise herhalde bilen sadece sanat sanat içindir diyen diyeceĝim ama hiç sanmıyorum ..Ya bir ya da taş çatlasa beşi kişiyi geçmez onlar..Ancak böyle entel çok binlerce ama ..sanatı ne için yaptıĝını bilen entel bir ya da üç beş o kadar!.

    Ah diyorum, hiç olmazsa edebiyat ve sanat dallarında açık ve net olabilmeyı.., kişiye, şaire..duruşuna bakışına deĝil, onun fonksiyonel bu dalda ki yanına bir saygı ve ciddiyet, samimiyet aktarımı olduĝunda algılamayı genele yayabilsek! O zaman bu yorumun da bir eleştirisel bakış olduĝu sanıyorum daha iyi kavranırdı..


    Neyse..yorum böyle.. Şairin bu yorumu sadece kendi şahsiyetine alınmamasını ve bu tür çalışmalara genelde benzeri yaklaşımla yorum yaptıĝımı iletiyor ve belki de bu gün yorum yapma fırsatına denk geldiĝinden onun da size olmasının üzüntüsünü yaşıyorum..
    Tabii çalışmaya ve şairine saygımla..

    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi 13.04.2011 - 16:50

    Şiir mi okuttunuz şairim. Yarısından çoğu yabancı kelime galiba... bEN,çeyrek bir gözle gördüğüm kadar okuyan bişr okuyucuyum. Sahi şiir böylemidir? Toplumun ıslahı içinyazılmış galiba. Kutluyorum Kolat gelsin. Sağlıklı günler diliyorum.Saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 13.04.2011 - 16:47

    Şiir, bilip bilmediğin her sözü sayfaya boca etmek değildir.Haşim'in dediği gibi 'Sözle musuki arasında,sözden çok musukiye yakın bir büyülü terennümdür.'
    Deniz deniz2 nin yorumuna ilaveten
    Söz musiki arasında mana olmazsa şiir eksik kalır olmaz diyorum

    Cevap Yaz
  • Salim Genç
    Salim Genç 13.04.2011 - 16:25

    Saın Naci bey bu şiiri kanımca şiirin sahibi de yorumlayamaz.çünki kelime bileşenleri farklı anlamların tınısını seslendiriyor. bu durum şiire boyut katıyor ve algı dünyamızda net anlamların oluşmasını engelliyor.şiirde oluşan bir ana tema var.net olarak bunu söylememiz mümkün. hayatın gizeminin algı derinliklerinde imgelenmesi dir diyebiliriz...ötesi zor deniz..saygılar..

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu 13.04.2011 - 15:58

    Allahım aklıma mukayet ol...

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 13.04.2011 - 15:56

    Biraz daha gayret edersek gavga ve gürültüden kaçan usta yorumcularımız yuvaya dönebilirler diye düşünüyorum.
    O zaman tadına doyum olmaz işte.

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 13.04.2011 - 15:51

    Naime ERLAÇİN hanımın yorumu bana göre günün yorumu.Sonra ikinci sırada Osman Tuğlu hocamızın yorum.Diğer yorumlarda fena sayılmaz.Yavaş yavaş
    Gavgasız gürültüsüz yorum yapmayı öğreniyoruz.
    Nazar değmesin :)

    Cevap Yaz
  • Salim Genç
    Salim Genç 13.04.2011 - 14:35

    Demek oluyor'ki biz dünyalı gözlerimizle bu kutsal şifreyi çözemiyeceğiz.sayın şaire hanımda imgelerin genişlettiği anlamlardan başka yapılacak bir şey olmadığını düşünmüş şiirinde,tabi her gün aynada elinizi yüzünüzü yansır görmenin ,bir gün bitecek bu hayatın insanı derinlere iten o garip fısıltısını duymamak mümkünmü?çağlar ilerledikce yaşamaya dair öğrendiğimiz bilimin kılıcının işlediği alanlar değilmidir? diğer manevi yangınların yol açtığı soruları kim çözecek?bilimin ben bunla uğraşamam bunda kimya yok,madde yok dediği o kavurucu gerçekleri kim anlatacak?insan hissiyatının imge üretme gücünün sebebini bir düşünün,bu durum harf ve kelime yetersizliğinin ifade edememe çabası olamazmı?allahım aklımı eksilt eksilt'ki senin kainatı saran o gizemli bakışlarını hissetmiyeyim.haşa bunu istemeyenlere tersini nasip et..şaire hanımın iç ızdaraplarını anlıyor,şiirinin önünde saygıyla eğiliyorum.

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 13.04.2011 - 13:50

    “Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
    Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
    Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
    Dev sancılarımın budur kaynağı!

    Ne yalanlarda var, ne hakîkatta,
    Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
    Boşuna gezmişim, yok tabîatta,
    İçimdeki kadar iniş ve çıkış…”

    “ÇİLE” şiirinde böyle demiş şair (Necip Fazıl)
    Daha ne sorguluyoruz ki?

    Şiire gelince, şöyle dedim…

    bilgi yüklü
    ancak bilgelikten uzak;
    uyum çıkarmaya çalışmış
    karmaşadan umarsızca
    sadelikten ırak;
    felsefi yaklaşımları var
    ama hayli muğlâk…

    Cevap Yaz
  • Necdet Erem
    Necdet Erem 13.04.2011 - 13:10

    Evet Ayakta alkışlanacak,
    Bilgi birikim, sanat ve ustalığın her satırda kendisini his ettirmektende öte gözlere gösteren şiiri ve Şairesi Sayın İncilay Hanımı candan tebrik ediyor, Başarılı çalışmalarının devamını dileyerek, şiir ile çok alakası olmamakla beraber, dini çağrışım yapan kelimelere alerjisi olan bazı yorumcuların haksız tenkitlerine cevap olacak Mahluk-i asil isimli yazımı da sayfaya eklemeden edemiyorum. Tam Puan diyecektim ama maalesef Sayfada puan butonu yok.

    Mahluk-i Asil.

    Değerli Dostlar.

    Kıymetli şeylerin vücut bulması için hem çok emek, hem çok masraf ve zahmet gerekir.

    Bir ton altın elde edebilmek için,
    Kaç bin ton toprak ve kaya içinden ayıklandığına,
    Bir kilo uranyum saflaştırmak için ne masraflar edildiğine dikkat etmek lazım.

    İnsanlığın Fahri Hz. Muhammed Mustafa (Sav.) ve yolundan giden insanlığın medarı iftiharı olmuş, mümtaz şahsiyetlerin de insanlık kervanı içinde yerini alabilmesi için, elbette bir sürü muzır mahlukatın hayat sahnesinde arz-ı endam etmesi gerekmektedir.

    Evet dünya tarlası kamil insan mahsulü vermede kısır bir döneme girmiş olabilir.
    Ama bu ilanihaye böyle gidecek anlamına gelmez.

    Çok değerli mobilyalar odundan yapılır.
    Nihayetinde hepside yanacak bir odun olmalarına rağmen,
    Değerlerini usta bir mobilyacının mahir sanatı,
    Yorulmak bilmeyen azim ve gayretine muhatap olmalarında aramak gerektir.

    Muhataplıkları sayesinde asli hüviyetleri olan odunluktan,
    dolayısı ile yanmaktan kurtulmuş ve sarayların mutena salonlarında mümtaz yerlerini almışlardır.

    İşte her insan “LEKAD HALAKNAL İNSANE Fİ AHSENİ TAKVİM'” sırrınca en güzel bir surette yaratılmış olmasına rağmen!

    Kimisi şeytanın ve nefsin tuzağına düşüp “SUMME REDEDENAHU ESFELE SAFİLİN” ayetinin muhatabı olup şeytanı bile hayret ve dehşete düşürecek, düşünce ve davranışlar içinde aşağıların aşağısına sukut etmiş.

    Kimisi de Hz. Muhammed Mustafa (Sav) ve sair enbiya ve murselinin rahle-i tedrisinden ders alıp asaletine melekleri hayran bırakan, kainata takvimcilik ali makamlarına yükselmiş, İnsanlığın medar-i iftiharı olmuşlardır.

    İşte nihayetinde Allahın en mükemmel sanatı olan insan!
    ALLEMEL ADEME BİESMA-İ KULLİHA hitabına mazhar olmakla esma-i ilahiyenin sırlarının keşşafı olup,
    Sema genişliği, arz derinliği ile emrine lebbeyk deyip hizmet adına ilim ve iradesinin sanat ve marifetinin karşısında LEBBEY diyerek esas duruşa geçmiştir.

    Sıfa-ı sübhaniyenin ainesi, esma-i hünsanı mazharı olan insan kendisine verilmiş olan yetki ve imkan ile uzayı fetheder, arzın derinliklerinden ihtiyacını isthrac eder.

    Kanadı olmamasına rağmen uzayda gezer,
    Solungaçları bulunmadığı halde okyanusların abis denilen en derin noktalarında yüzer.

    Allahın emirlerine riayet,
    Vadine itimat edip hayatı anlamlı yaşayan da İNSAN.

    Nefsinin kölesi, şeytanın eğlencesi olup HAYATINI ANLAMSIZLAŞTIRAN DEĞERSİZLEŞTİREN, dünyanın sıkıntılarına rağmen inat ile inkar içinde Allah’a ve özellikle kendisine ihanet eden de İNSAN.

    Mahlukat arasındaki üstün ayrıcalığına bakmadan,
    Hilkatine ve türüne ihanet edip!

    Kendisini hayvanlaştıran,
    Yüksek bir asalet unvanı imiş gibi,
    Hayvan olduğunu iddia edip ispatlama mücadelesi veren de maalesef yine İNSAN.

    Bizim kainatın misal-i musağğarı dediğimiz ve destanını yazdığımız insan,
    “LEKAD HALAKNAL İNSANE Fİ AHSENİ TAKVİM” ilahi iltifatının ve sırrının mazharı,
    İnsan olarak yaratıldığının farkında olan, insan onuruna yakışır bir hayat tarzı ortaya koyup melekleri muhabbetine itaatine, itimadına, nezahet ve nezaketine hayran bırakan MAHLUK-İ ASİLDİR.

    Halikına ve hilkatine ihanet den,
    Hayvani arzularının esirsi, şeytanın vekili fuzulisi, oyuncağı basiti, ve avukatı adisi olan “ESFELESAFİLİN” yolcusu acube-i hilkatler değildir.

    İnsana ve insanlığının farkında olan Mahluk-u asile selam olsun.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 84 tane yorum bulunmakta