Olur olmaz kızmıyorum,
Oluruna bırakıyorum.
Hoşlarına gitmese de,
Cevap yetiştirmiyorum.
Arabamı kenara çekip,
Hiç başını çevirip de arkana baktın mı?
Geride bıraktıklarını hiç düşündün mü?
Ve sen rüzgarla yağmurla dertleştin mi?
Dipsiz kuyularında hiç yalnız kaldın mı?
Ay gibisin, kendi gecende yalnız bilirsin.
Şimdi şuan şuracıkta boylu boyunca uzansam,
Üzerimden, bedenimden, yüreğimden geçsen.
Şuanda, biranda, aniden, hemencecik ağlasam.
Ellerinle yüzümdeki, gözümdeki yaşlarımı silsen.
Sanmayın ki, aranızdayım,
Bir an bakıp, gülüp geçtim,
Sanmayın ki, aklınızdaydım,
Hatırınıza şöyle gelip gittim.
Size okunan bir masaldım,
Her zaman aklımda
Söylenen sözlerin.
Yalnız gecelerimde,
Yüreğimin ta içinde.
Ağlayan bir çoçuğun,
Yarım pencereleri,
Kapatan,
Başaklara,
Boyun eğdiren,
Rüzgar,
Sert esince,
Tazemi taze simitleri vardı,
Hep küçük bir sepette taşırdı.
Bir çift ayakkabı içindi herşey,
Okuyup büyük adam olacaktı.
Yorgun simitçi bir çocuk vardı,
Sırası gelince ortaya çıkar,
Beklenen müjdeli haberler,
Unutulmaya yüz tutmuşları,
Garda yatan trenler bekler.
Hazan mevsiminde uçarmış,
Bir sır saklıydı gönül dağında,
En tepesine tırmandım aşkın!
Seni belki orada bulurum diye,
Dağ, karlı, soğuk ve viraneydi.
Sürekli yanan bir ateş vardı, biliyordum.
İçinde yaşam olan her şeyi kuşatan.
Şimdi, tam da şuraçıkda,
Yüreciğimin orta yerinde,
Senin olduğun bir yer var,
Sen de biliyorsun gönül.
Düşünceli günlerinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!