Gözlerin yeni bir çığır
Gözlerin eski bir şiir
Gözlerin beni hüzne tıkan
Gözlerin yalnızlık yaşatan
Gözlerin pahalı bir çığlık
Gözlerin zifiri karanlık
Tanrı;
Nereye yazmış acaba
Gökyüzünün kaderini? !
….
Yıldızların alnına mı?
…
umutların dönemecinde
yağma edildi bedenim
iç denizlerimde boğuldu ciddiliğim
kirli karlarla kaplı heryer
-yaşlıların saçları mesela-
lekesi düştü kanayan gökyüzünün
benim alanım yok
benim hacmim yok
ben ne küresel trigonometriyim
ne de hipotenüs...
hiçbir formül hesaplayamaz değerimi
bilim beni yenemez
sonuca gitmeyen
çıkmaza sebep
adı: şehirden atılan bir yalnızlık....
bir sevdanın ahlak biçimi yıktı beni
kayıp sevgililere aşık olmak gibi
ağaç gövdelerine nakşedilen utangaç sevda
Derdimi ayla hizaya getirdim
Ve şeytana bestelettim ıslığımı
Gecenin mimarı yine hayallerim
Yalanını sırtında taşıdı dilimin altı
Uzun boylu bir gidişin krizantem cesedi
Her şeyde sen olmayanlardan bir hiçlik
Sevginin pınarıdır kadın
Yaz kış çiçek açar teninde
Papatya kokar her daim nefesi…
Gözleri bir kır kadar renk cümbüşüdür baharda!
Ve bedeni; -kütür kütür-
Ezdiğimiz bir kar tanesidir.
Ve gözlerindeki hangi şimşek
Çakıyor bakışıma?
Hangi şimşeğin ışığında yürür ölüm?
Hangi ışıkta yaşayabilir gizlilerim?
Yada hangi yağmura tutunabilir hayalin?
Acaba hangi adımım ölümün yanı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!