Gözlerim doldu damla damla yaş ile,
Feryadım duyuldu ah, vah ile,
Aşık olmuşum güzel cemaline,
Çaresiz dertlere tutulmuşum ben.
Gördüğüm gün yüreğim sevgiyle çarptı,
Hep sorunları konuştuk,
Yarınlara gelmedi sıra,
Sevdiğimi söyledikçe bozuştuk,
Görüşmemiz kaldı bir dahaki tura.
Aradan yıllar geçti,
Yarının adresi dünden sorulur,
Geçmişi kirletip, gelme yarına,
Küçük bir oy, bir iktidar uğruna,
Koca bir lekeyi sürme alnına.
Ahvaliniz kötü, ruhumuz ince,
Oduncu ormana gitmiş baltası yok,
Zeybekler meydanda saltası yok,
İnsanlar sokakta neşesi yok,
Varlar ülkesinde yokluk çekeriz.
Arıcı süt sağar bal tası yok,
Bilir misiniz yokluğu?
Çıplak ayakla top oynadınız mı hiç?
Altı delik ayakkabıyla okula gittiniz mi?
Hiç tel kuşlarına sapan attınız mı bir lokma eti için?
Sattığınız simitlerin buğulu sıcaklığıyla ısındınız mı,
Ayaza çekmiş kış sokaklarında?
Bir gün sevdiğimi anlayacaksın,
Lakin; iş işten geçmiş olacak,
Sen, seni bende bulmayacaksın,
Aşkın kalbimde ölmüş olacak.
Duygular çabuk uçup gidiyor,
İşte geldik gidiyoruz,
Selam olsun kalanlara.
Şimdi sohbet ediyoruz,
İbret olsun yarınlara.
Bir damlacık su idi,
Bakir bir beyazlık kaplamıştı ortalığı;
İlbay, perdeyi araladı,
Derin derin baktı uzaklara,
Saat sabahın sekizi olmuş,
Çocuklar hala kalkmadılar
Biri altta biri üstte iki dişim kaldı ağzımda,
Ben onlarla lokmaları ezemiyorum be yavrum,
Ekmeğin kurumuşu hep de benim karşımda,
Eveliyorum, geveliyorum yutamıyorum be yavrum.
Sofrada yerimi ayırmıyorlar,
Kimi doğuludur, kimi batılı,
Vatan birdir ama yöre ayrıdır.
Herkesin Kıblesi Kâbe'dir ama
Gelenek, görenek, töre ayrıdır.
Uçan canlılardan biri de kuştur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!