Biraz eğiktir Güneş’in bakışı,
Bu yüzden gecikir,
Doğanın süslemesi, nakışı,
Gündüzler kısa geçer,
Uzundur gecenin akışı,
21 Mart’tan sonra değişir bakışı.
Sen, sürekli kış uykusundasın;
Top atsam da duymuyorsun.
Bense, her an kuş uykusunda;
Bir çıtırtını bekliyorum.
Kulağım delik, gözüm açık,
Gel, biçare gönlümün nazlı çiçeği,
Hisli bakışlarımın günahı ol gel.
Ey! Müstesna bakışlı, mahmur çiçeği,
Kırık akşamlarımın sabahı ol gel.
Yıllardır hiç sönmedi gönlümdeki har,
Nübüvvet Mühürü Kalûbelâ’da vuruldu,
Kâinat, yüzü suyu hürmetine kuruldu,
Resulün kimdir? diye Senin adın soruldu,
Alemlere rahmet geldin Sen ya Resûlullah!
Herkesi eşit tuttun, hepsine yer ayırdın.
Arkadaş, bu muydu bizim kavlimiz?
Ölene kadar destek idik biz bize,
Hani hiç bitmeyecekti bizim sevgimiz,
Bir gün olsun olmasak da biz bize.
Buğulu, güzel sesin çınlar özümde,
Ay akşamdan doğuyor,
Yarın güzel olacak demiştin,
Ben de sana inanmıştım.
Gündüzlere nispet yapar sanmıştım.
Gecenin matemli gözyaşları gibiydi yıldızlar;
Ankara’ya çığ düşse, Türkiye duygulanır,
Elde Anayasa hemen geçmiş sorgulanır,
Duygular sömürülür, saf beyinler bulanır,
Kara defterler açılır, yazılanlar uygulanır.
Demokrasiyi ben, beynimde yaşarım,
Ata yadigârı Kıbrıs,
Sırtımızda yükmüş,
İki yarım bire denk,
Taşı babam taşı.
Yunan kalemi gibi bir kısım basın,
Mevlâ’m bana bir kudret ver,
Yolum yâre doğru olsun.
Yâri gören şu gözlerim,
Yine yâr yolunda solsun.
Durgun göldeki sazlığım,
Güneş ufka yaklaştı, gün, akşama dönük,
Üzgünüm; bugün de bulamadım,
Sığınacak bir kovuk.
Bütün köşe başları tutulmuş,
Her taşın üzerinde yine eski kargalar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!