Hamsi festivalimiz: Hamsi'nin festivali 25 Kasım 2012 Pazar günü. Yani bu pazar.
Kdz Ereğli'ye has güzelliğin altında mangal mangal olacak yürekler. Hamsiler en güzel oyununu oynayacak. Muhtemelen yağmur olur. İki aşık elinde bir şemsiye dünyanın döndüğünü unutur. Yürürler maviliğe doğru. Bugün de yağmur var. Bugün iki aşık gördüm yolda. Kendi şemsiyemi verdim onlara ıslanmak pahasına. Onları kolkola görmek, yüreklerinin bir attığını görmek memleketimde güzelliklerin hiç kaybolmayacağını, bu toprakların aziz olduğunu bir kez daha anımsattı bana.
Volkan Konak işte bu aşıklar için şarkılarını söyleyecek.
Bu pınar nerde bilmiyorsunuz, ben de bilmiyorum, ama bu hayatı anlatmak bittiğinde söylememe gerek kalmayacak. Bilmiş olacaksınız ben söylemeden. Bu pınarın suyu o kadar leziz ve güzelki. Ve soğuk... Zaten kış yaşanıyordu ve iki kere soğuktu hayat. Pınar yanına kadar sokulan kurt ile konuşmaya başladı...
__ O evden uzak dur. O gördüğün evde bir çocuk ve annesi var. Uzak dur Beyazıt'ın kuzusundan.
_ Ben buraya kuzu için gelmedim, senin için geldim çok bilmiş pınar. Biliyorum kimin evi. Suyun lezizse ne yapayım. Hoş kuzu da lezizdir ama dokunamam.
Ben şahtım
Beni bir fil mahvetti
Şaşırdım
Beni bir at mat etti...
2004
Bir taş daha attım denize,
Bir taş daha,
Elimdeki taş sanki O...
Kayıp giden her yıldız gökteki,
Benim yıldızım...
Aşığım desem sana.
Altında bir dünya,
Üstünde bir dünya bu dünyanın.
Yuvarlanıyor üstüme üstüme...
Yuvarlıyor üstüme diğerleri...
...
Ne üstümüzde, ne altımızda,
Söyle bana ey asırlık çınar,
Yerin altındakiler mi fazla,
Yoksa yerin üstündekiler mi?
Bu dünya yetinmez mi hiç azla...
Ey aktığını bilmeyen pınar,
Bu ilk kışım değil benim,sevdiğim
Sonu var diyorsan yanılıyorsun...
Hayat seni de ben gibi kandırmış
Belli ki beni çok az tanıyorsun
Kağıttan gemiler yaptım kendime,
Terketme terketme dedim ardından,
Bir de sen, bir de SEN bırakıp gitme...
Ne zalimsin, anlamaz mısın yalvar- madan.
Gözümden gözyaşı bir de SEN dökme...
...
Beklemeye seni bir ömür boyu alışamam ki.
Üç çocuk ister Başbakan Hanım!
Ben de çocuk tok olsun isterim...
1 tane olsun 'aç ' olmasın...
Varsın tok olsun da üç olmasın!
Ben çektim açlık o çekmesin...
Zengin çocuklarından farkı da
Aşk denilen ağır yol, gamlı yol, dikenli yol, taşlı yol, yol da yol... İşte bu yolda yol alırken sağa- sola bakınıp, içimi ısıtacak bir sevda çiçeği arıyorken, baharın mis havası içime, gözüme, kulağıma, gönlüme dolup dolup boşalıyorken, O aradığımı gördüm bu yolda...
Ne idüğü belirsiz bu aşk denilen kahpe tutmuştu yakamdan!
Kalbim varmış. Yeni öğrenmiştim ben. Nasıl da çarpıyordu. Bir siyah saçlı, siyah gözlü birine. Bu birinin diğerlerinden farkı neydi de onun yolundan yürüdüm, gizlice. Oturduğu sokağı öğrendim. Öğrendim evini... Sonra evi bana kafes gibi geldi. O kafes içinde bir kuş... 2-3 saat dolandım evinin etrafında çıkmadı sokağa siyah gözlü kız. İşimi- gücümü unutmak niye? Niye unuttum ben bugün belediye otobüsüne binmeyi... Neden savsakladım işimi...
Hocam size nasıl ulaşabilirim ?