Ağzımda bir aşk,
kusuyor cümlelerini,
vuruyor harf harf...
Hüzn-ü Sevgi
Hasretin kapıları açılıyordu,
penceresinde haseki çiçekleri...
Ben seviyordum,
senli her bir cümleyi...
Hüzn-ü Sevgi
Yollara düşen hasreti
Sokak lambaları aydınlatıyordu;
Şimdi şu saatte...
Harlı bir sevda göz çukurumda asice...
Hüzn-ü Sevgi
Bir yanık türkünün
hasret makamına iliştirmişim sevdamı kıyasıya...
Sazın tellerine düşmüş yüreğimin iklimi...
Her dokunuşu bir meçhulü yaşatan...
Her dokunuşu bir sızı...
Hastayım doktor...
Bir çift yosun göze
Çocuk çocuk büyüyen yüreğe
Bizi biz edip güzelleştiren o sevgiye
mütemadiyen hastayım...
Heybetli gelişiyle...
Ayakta durdu tüm divan...
Elinde binbir renk çiçekler...
Dilinde lâl kelimeler...
Yüreğinde nar-ı aşk...
El pençe divan durdum...
Ben hüma kuşu,
Sen'se anka...
Sırtımda o düşsel kanatların var.
Hüzn-ü Sevgi
Aniden geliyorsun aklıma...
Aniden....
Sahiden...
Gözlerimin buğulanması bu sebepten...
Hüzündür gözlerimin aynası...
Oturdu kadın...
Duvarları şiir kokmuş odasına...
Belki kaçıncı gün,
kaçıncı yıldı;
onu sevdasıyla boğuşturan...
Kokladı kadın;
Dedi ki:
"Ey kadın nedir derdin..?
Nedir yüzündeki hüzün..?"
Dedim:
"Derdim hüzünde saklı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!