Bir gün böyle,
Ayrılacağız seninle.
Sen giden ben kalan,
Olacağız kim bilir!
Sen sallarken el,
Gözümde yaş!
Acele ediyor yeni yıl,
Yaşanmak için kapıda.
Daha ne yıllar geçecek!
Mutlulukla bir çırpıda…
29 Aralık 2010
Su üstünde bir kayıkta,
Göl kenarında bir yaprakta,
Dalın üstünde bir kuşta,
Ilık ılık esen rüzgârda,
Yaratanı gör ve hatırla…
Randevu vermiş Yaradan!
Çıkageldi Azrail aleyisselam.
Dedi ki bak hazır ol!
Senden canını alacam…
Beni aldı bir korku,
Yılların geçmişi izler bırakmış,
Güzel yüzüne imzalar atmış.
Allah ım (cc) insanı ne güzel yaratmış,
YARADANI GÖRMEYEN GÖZ,GÖZ OLUR MU?
Kömür gibi saçlar tel tel kırarır,
Geldik dünyaya kul olmaya,
Yaradanın GÜLÜNE gül olmaya,
Yaradılan içinde YOK(HİÇ) olmaya! ..
Daha gitmeden,
Özledim seni!
Güvendiğim gönüller,
Kırıyor!
Sende kırma beni…
Gözlerime bakınca
Mayıstan bir sabah,
Boğaz köprüsü ayağı,
Yer beylerbeyi sarayı…
Boğaz!
İncisi İstanbul’un.
Esen rüzgâr ılık ılık,
Seni andım seni yaşadım.
İnan sensizliğe alışamadım.
Hep yollara baktı gözlerim,
Yanımda olsan gene özlerim…
Ağla gözlerim onun için ağla.
Dünyasını değiştirmiş
Musallada yatmakta!
Getirenler etrafında,
Karşıdan bakmakta…
Vaktin ezanı okunuyor,
guzel eser
kutluyorum kaleminizi ve sizi.tüylerim ürperdi inanın çok güzel yüreğinize sağlık...saygılar
Tebrikler üstadım.gönlüne sağlık iyi günler dilerim...tam puan