Umudun adı adresi belli değil
Ne zaman ki yalnızlığım
Yoklar kalbimi
Bir yalnızlığı
Bir de yazdığım şiirleri bilirim
Perdenin arkasında göbekli biri gibi
Gözetlemeyi bırak beni
Hayatın başlangıcında anlam vardı
Şimdi ise kargaşa
Ruhlar aleminde aralanan pencereyi
Erkekler ağlamaz dediler
Bilmediler
Bilmediklerinden
Bilemediklerindendi
Güfte yazdılar
Ahmet emminin; saray mutfağını aratmayan genişlik ve uzunluğunda ki mutfağından sevgiler ve selamlar
sevgili günlüğüm✍🏻
Sevdim bu evi her fırsatta söylüyorum, biliyorsun.
Kaç yıl daha burada, bu evde ve bu mutfakta oturacağım Allah bilir…
Mevsimi gelince
Yine açacak kırmızı lâle’ler
Vakti gelince
Yine seyredilecek
İstanbul ...
Birden ışıklar yandı
Kalbim kamaştı
Kalem koştu elime
Kağıtlar uçuştu ayaklarımın dibine; derinliğe
Her şey bıraktığım gibiydi
Her şey yerli yerinde
Bir tek
Çocuklar dönüp bakar ardına
Kayda değer mi
Geride kalan
Kim bilir
Kaybolmuşluğun ta kendisi belki
İstanbul’u yazmak için mi indim sahile sevgili günlüğüm✍🏻 Böyle bir planım yoktu bilmektesin. Darlandım kulaç atamamaktan, boğuluyorum karada durmaktan. Sözüm ona iyileşmiş olacaktı kulağım ve denizle buluşacaktı ruhum, bedenim; hayaller bi dünya Hülyaa…
Bir hafta daha dedi doktorum, gözlerim doldu ağladım muayene masasında, bir hafta daha suya girmek yasak.
İnsan sevdiği şeylerle imtihan olurmuş hamdolsun.
Bir haftada gelir geçer değil mi sevgili günlüğüm geçmez, geçmiyor dediğimiz ne günler geçti, buda geçer ya huu.
Yüzümü arıyorum, yüzümü;
Yüzümü göreniniz var mı?
Kara kaşımı, kahverengi gözlerimi;
Boyumu, posumu, kulaçlarımın uzunluğunu değil,
Ruhumu göreniniz var mı?
Dut yemeden gidilir mi Datça’dan sevgili günlüğüm hımm✍🏻
Yere düşmeden nereden bulacağım o kısmını bilmiyorum.
Efendim?
Manavdan mı al dedin; ah benim canım günlüğüm öylesi her manavda var; gel gelelim yere düşmeden dalından narince alıp yiyebilmek…
Bir dut ağacım yok şu gelip geçici dünyada hale bak; beton duvarların olsa, dört tekerlekli aracın olsa ne fayda!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!