Ne masum bakışlı bir çocuğun, gözlerindeki gülümsemeyi
Ne yağmurlu bir yaz akşamı yürümeye harcadığım emeği
Ne damladaki deryayı, ne de deryadaki geceyi,
Hiçbirini sevmedim inan!
Aşkının giydirdiği, ateşten gömleği
Ve her şeye rağmen sana, “seni seviyorum demeyi”
Ne isyanlarımla yolum hep şeytana sapar
Nede kendini bulmadan yitiren perişan
Bir melek kadar saf Allah’a tapar
Ama var ya ıslak gecenin, koynuna sızan
Pişmanlıklarımdır beni insan yapar
***
Günahım istemekti, sadece inan,
Gözlerinde dört mevsim baharı yaşamak
Cezama ise günahım bile pişman.
Bir ömür boyu, “yalan” bir anı yaşamak.
***
Seni örtünmek isterdim, gecenin karanlığında
Tıpkı, gecenin karanlığı örtündüğü gibi;
Gece, karanlığı özler ya her yıldız doğduğunda.
Ben de seni özlemek isterdim öylece
Ve sevinmek isterdim;
Seni bulunca,
Sigara gibi olmalı kadın dediğin
Keyif vermeli;
Ve yavaş yavaş öldürmeli.
***
Hani kanarsın ya içine,
Ürperir tüm benliğin.
Yavaş yavaş, öldüğünü sanırsın...
Ama ölemezsin ya…
İşte o an yokluğu bile kıskanırsın.
Hani kanarsın, ölmeden.
Bitkin bir kaleme yazılan destan,
Kararan hüznümle aldığım nefesler
Vakit karanlık...
Sonsuzu arayan yıldızlara süzülür zaman…
Saatler, sahraya inmiş ebabil kuşları
Bitmeyen bir gecenin muştusunu uyurlar.
Kraterler yağıyor gökyüzünden yere
Kulaklarımda karanlık çalıların ardından doğan ayın hışırtısı
Gözlerim bir oruç ağacı kadar suskun
Ruhum ölmüş… Örtün bedenimi üstüme
Artık
Mumyalanmış zaman tütsüleriyle yaşıyorum her anı
Ne kadarda imrenmiştim oysa ilk gördüğümde.
Kıpkırmızıydı yaprakları, ışıltılarla kördüğümde.
Ve kıvrım kıvrım hali, sanki utangaç bir yakut
Ne söylenir ki bu kristal güzelliğe, sözler ancak sükût.
**
Ve imrendim o zaman, çünkü çiçek kadar güzeldi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!