Ey zalim, bahsetme ne kendinden ne de zalimliğinden.
Tuşa gelmeyecek omuzlarım bu şiirimde.
Adabı muaşeresi var; her başlangıcın bir sonu var.
Sen bu dünyada hüküm sür, öbür dünyada seni bekleyen bir ateş var.
Karanlıklar aydınlığa elbet çıkacak.
Belki de adam gibi yaşamaktan
Düştü bahtımıza yalnızlık.
Hatır gönül için kavgalar yapmaktan
Başımıza açtık belalar.
Lakin hiç geriye takmadık vitesi,
Barodanda istemedim avukat hakim bey
Hakkimla girdim öyle çıkarım
Sorma boşuna derdiniz neydi oğlum diye
Bırak benim derdim bana çok hakim bey
Ocagima geldi mahkeme kağıdı
Kaç can yitip gitti hiç düşümdünmü
Sarayında keyfin yerindemi
Zenginin çoçuğu ya paşa yada müdür
Garibanın evladı ise dağda şehit düştü
Ben vatana ihanet edene hain derim
Yeter Hasan bırak artık
Gözlerinden pınar aktı
Düşünmeyle olacakmı bu iş
Var git konuş dediler
Gittim konuştum
İnsanoğludur işte bu;
Âdem’den oldu, Havva’dan doğdu,
Sonra gidip şeytana uydu,
Mahşer gününü unuttu.
İnsanoğludur işte bu;
Modern dünya mezarlığına gömmüşler beni
Bir dua okuyanım yok bir selam verenim
Titrerim mücrim gibi geleceğime baktıkça
Kızarım kendime geçmişimi hatırladıkça
Bir selam ver yoldan geçen
Şiir yazdım sana dün gece sevgili
Sen başka kollarda
Ben ise başka diyarlarda
Belki karşılaşırız birgün
Sen seversin bu sefer
Kader ağlarını üzerimize örmüş belli ki,
Bunca rastlantı neyin nesi?
Seksen bir vilayetin içindeki
Bizi kavuşturan kadere hamdolsun.
Emrolunduğu gibi dosdoğru yaşadım,
Bir sevda daha kaldıramaz bu yürek
Bir hançer daha kaldirmaz, bu beden
Kalbte devam eden, akılda biten
Hasretin vurdu beni, derinden



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!