Seni ayın altında unuttular, günlerin
Eksik bıraktığını ay tamamlıyor şimdi
Uzak sessizliğin ki anı kadar siyah
Sözleriyle hicran kuyusuna kapattı beni:
Ay nice batsa da meğer insanlar kadar
Karanlıkta bırakmazmış kimseyi! Sen bütün
evimi bir sokakla aldattım, üstümde
ay var bu gümüş semtinde bir sokağın
üçüncü katıyım, deniz bana bakıyor,
ben artık yalnızca denize karşıyım
üstüme gelme ay hanım, Kuzguncuk otelinde
anımsa bizim unutulmuş bir yazımız vardı
kıyısından çocukların dokunarak geçtiği
yaz kirli denizlerin körfezine çekildi
biten o yaz mıydı düşün istersen
bir taşra melankolisine kaptır kendini
-şimdi anımsanması gereken birşeyler vardır
akdeniz gülüşlü bir çocuk olsaydın
ağzının kıyısında gülüşler biriktiren
yüzünde bin bir haylazlıkla sevseydin beni
yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime
dokundukça portakal çiçekleri dökerdi
sevilmekten ürpertili dingin gövden
' Çizgili Defter ' den
Tabiat, devrim gibidir, bütün uslu çocuklar çakar
çünkü tabiatta sınıftan çıkmak gerekir!
Tabiattan sakar olarakgeçer coğrafyanın Sakaryanın Nehri,
yanlışlardan devrim yapılsaydı Boşevik olurdu bütün köylüler,
bir çocuğun düşüyüm ben
büyülü yaz akşamları
ben üflerim mızıka söyler
sesimiz tutar sokakları
ılık bir ses taşırım yorulmadan
Bu sabah şu denizi kirala, mavi
mavi hatırlayalım birbirimizi,
bu öğlen güneşi kirala da, bir
daha soğukluk girmesin aramıza,
bu ikindi tembelliği kirala, belki
gölgesinde kedin olurum senin,
ne güzel çarşaflar sererdin aşka
üstünde serin kanatların yelken açardı
bir gün kim bağırdıysa uyandık birbirimizden
- deniz bitti, boğuluyorum, camı açsana!
denizin üstünde uyku yasaklandığından beri
bir zıp geldi, seninle uçamadık
bir zıp gitti, sen çocuğu uçurduk
benim uzun bacaklı resimlerim bile
yetişemez senin güzel küçüklüğüne
Hangimizin tarihi yağmuru açık değil bu şehirde?
bakarım, arkasından bile konuşamam sevdiklerimin...
işte, başkalarının ayıbından kesilmiş dilim,
ve yalnızlığımın sunduğu tek incelik olan şiddetin
törenini kabul ettim kimse bilmedi,
susardın
anlardım ki susmak konuşmak gibidir sende
biz toprağın ve aşkın yolcularıyız..
...
sesin duyulmuyor artık yüreğinse sıcak
her ölüm kırgınlığı sende bir ses bulacak..
Aşıklar ve şairler dil bilmez, acıdan başka,
soru işareti gibi sevinir,
ünlem gibi ağlarlar,
virgül bile yetişemez gözyaşlarının hızına!
Kollektif bir metindir yeryüzü söylenen her söz yazılan her yazı ve şiir o büyük metnin bir parçasıdır