Olmak istiyorum
su içen sesin
yürüyen sözün
düşünen elin
öpüşen gözün
gölgesi yoksa
Bu şiir bir şeye benzeyecekse en çok
unutulmuş bir şehre benzesin isterim
hiç kimse görmemiştir çünkü orada
ince çatılı alnına acıyı siper edip
evinin yolunu gözleyen yakışıklı bir 'Gezgin'!
Bu şiir yarıda kalacaksa, ıssız kalsın
İşte 'yağmur dindi'; iki yaz arasına
yokluğu bıraktılar, senin o ağustos
sesini gölgeye değil, külünü aramıza...
'Yağmur dindi', unutulmaya hazırlanan ne
varsa temmuz gibi tutuşuyor aklımda;
yarısı o güneşli sesinin tozuyla hala
Atını uzun sür, yola bağlanma,
yollar kısa, zamana sür atını,
peşindeki ölümü yorulur sanma
bir hançer sırtına kavuşur gibi
kavuşur ölüm de atlıya: - Göğe
doğru çevirin şunun çizmelerini!
güz, resimlerde bir yaprak tekrarı hala
özlendiği odalarda açmayan nergis
ateşi mırıldanıyor kovulduğu bahçede,
şehrin yeni yağmuru yangınlardan habersiz
Ateşçi gelir, kömür atar ve tren
deler sizin karanlığınızı
ateşçi gelir, kömürü karıştırır ve tren
çıkar sizin karanlığınızdan
Sizn tünelinizi hatırlıyorum sanki
Biz seninle eski mektuplar gibiyiz
yalnız birbirimize açılır ve vaktimizi biliriz
hem açan da çabucak kapatır bizi usanır
utanır gibi mi unutmak ister unutur gibi mi
utanır, ziyanı yok, sonunda bizi bize bırakır
ama biz bırakmayız kendimizi birbirimizde
ben sana eski bir şey söylemiştim
evler içe doğru açılıyordu daha
kelimeler içe doğru açılıyordu daha
içe doğru açlıyordu daha
iki kişi bir insanda
İyiliğin Kardeşlerine
- Kuzu, bu dünyada budalaydık ya bizi
gökyüzündeki bahçeye de habersiz indirdiler!
Otuz yıldır gökyüzünde saklıyoruz dedemi,
gözyaşını yük olur diye taşımayanların
Çocukların küllere karışması fena,
kendilerinin olmayan bir çocukluk
bulacaklar ve beni anlayacaklar orada!
Çocukların beni anlamasına dayanamam,
korkarım en çok anlayanın en zalim
olacağından, korkarım çocuklar da...
susardın
anlardım ki susmak konuşmak gibidir sende
biz toprağın ve aşkın yolcularıyız..
...
sesin duyulmuyor artık yüreğinse sıcak
her ölüm kırgınlığı sende bir ses bulacak..
Aşıklar ve şairler dil bilmez, acıdan başka,
soru işareti gibi sevinir,
ünlem gibi ağlarlar,
virgül bile yetişemez gözyaşlarının hızına!
Kollektif bir metindir yeryüzü söylenen her söz yazılan her yazı ve şiir o büyük metnin bir parçasıdır