sarı gülüme ay ninnileri
bir sevdaya uyandık mevsimsiz
gökte mor bulutlar yerde mor menekşeler
dağ yamaçlarına kurduk soframızı
aşk yağmurlarıyla yıkandı nice endişeler
Hercai bir rüzgârla kesildi sevda yolu
Gerçeğin kör hançeri kanattı yaramızı
Engeller çıktı yüze, durmadan dizi dizi
Kaybettim rüzgârlarda savrulan saçlarını
Hüznüme merhem saydım sarp dağ yamaçlarını
Yıldızların dilinde kaldı bu aşk masalı
Bu akşam bu yağmur binbir kederle
Bitmiş bir masala ninni söylüyor
Damlaları ürkek güvercin gibi
Saçlarıma düşüp düşüp ölüyor
Bir aşk masalından geriye kalan
Bir avuç gökyüzü
Bir mendil dolusu deniz
Bir tutam kum
Bak, ellerim senin olmuş
Bir salıncakta unutulmuş
En güzel uykum
Naralarını unuttu yaylalar
Mertlik kınına çekildi
bir kılıç gibi
Silindi küheylan kişnemeleri
yol vermez geçitlerden
Kayboldun ortalardan
Beyoğlu kokuyordu gece
Bir fincanın gölgesinde
Kahve buğulu soluklarla söyleştik
Derinlerde deniz vardı
Bir sarı gül ahengindeydi masamız
Dilimiz başka gözlerimiz başka lisanlardaydı
Çiçekler serpilir kırlarda
Papatyaların hüznü gölgelerinde açar
Kulaklarımda bir Balkan şarkısı
Vardar gibi yorgun, hüzünlü
.................. Şehit Hakkı Turayliç için
Günahsız Meryem’in günahkâr çocukları
Günden güne hoyratlaşır
Bosnalı kadınların iffet yaşmaklarında
Papaz slüetleri dolaşır
Her gece
Elayak çekilince
Uykular düşe vurunca
Çalar kapımı
Beni bulur
Bir bahar uzak kal
Bir yağmur mesafede
Bir papatya sessizliğince
Ve bir kelebek ömrünce
Bir kibrit alevinde görünsün yüzün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!