Vicdansız otursun gönül tahtına
Ömrüme borcun var ödeyemezsin...
Mutluluk çıkmasın artık bahtına
Ömrüme borcun var ödeyemezsin...
Gönül bağım viran güller açar mı
Bir meçhule mi yolculuk
Yoksa yok oluş mu bu yavaş yavaş
Ruhumda sessiz intiharlar
Yüreğimde ise susmayan çığlık
Yarınları sarsacak kadar büyük...
Ay doğmaz geceye zulmet dört taraf
Kararmış gönüller, ruhlar azapta
Bulanık zihinler yarınlar araf
Kararmış gönüller, ruhlar azapta
Sayhalar yükselir semaya doğru
Kırdım nefsimdeki gururdan halkayı
Unutarak her şeyi ben sana geldim...
Yaşadım saymıyorum sensiz yılları
Gözlerinde yeniden doğmaya geldim...
Hani çocuk gülüşün eksik kalmış yüzünde
Korkuların birikmiş, feri sönmüş gözünde
Ana diye bildiğin o kahpenin dizinde
Sana uzanan eller, yanan tenler çürüsün...
Hani nerde adalet, hani nerede hukuk
Esmer bir gecede uyanır zihin
Hesap vaktini vurur saatler
Aralanır kapanmayan mazinin defteri
Geçmeyen geçmişin ayak izlerine
Yüzünü sürer hüzün
Senden sonra...
Yürek asi, sözler isyankâr
Gönül yangın yeri, ne söndürebilir ki
Vuslattan başka bu ateşi.
Gönül sana tutuldu, sevgim sana yük müdür?
Bakmazsın hiç yüzüme, kabahatim çok mudur?
Vicdanını bir yokla, hatırım hiç yok mudur?
Mecnun olsa istemem bakan sen olmayınca.
Bilirsin ki her seven bir bakışa kanarmış.
Kaybolan maviliğin
Sisli penceresinden bakıyorum hayata
Pus içinde imgelerim
Gri bulutlar yüklü gözbebeklerimde
Yüzlerce ceset asılı kirpik uçlarımda
Met cezir yaşar hafızam kör karanlıkta
Gönüllere sevgi sunarsa eğer
Şiir ile süslü sözü severim...
Onun için bu yol zahmete değer
İnişli, yokuşlu, düzü severim...
Dostlarımı dar günümde anayım
Hatice hanım sayfanızı takip ediyorum mükemmel duygularınız için söyleyecek söz yok kelime haznemde kaleminiz daim olsun saygılarım ile