Genç yaşımda soldu yaşamın rengi
Şevk ile bakacak gözüm kalmadı
Bulmadı bu gönül dengine dengi
Kaderde gülecek yüzüm kalmadı
Bitmişim, ne bugün ne yarın varım
Bir gece silsem
Yüreğimden, düşlerimden seni
Unutarak uyansam sabaha
Süpürmüş olsa rüzgar
Ayak izini taşıyan tozları
Her yoldan, her kaldırımdan
Gönül senin elinden, ne çektim bilmiyorsun
Düştüm aşk ateşine, bir çare bulmuyorsun
Hasretle akar yaşım, bir kere silmiyorsun
Unutmayı denedim, ondan vazgeçmiyorsun...
Gönül senin yüzünden kaderime küskünüm
Estikçe deli rüzgar boş sokaklar üstüne
Yuvasız kuş, dalında gül, tende can üşüyor
Buluşur uzun gece sabahın ayazıyla
Çiğde yaprak, yastığımda yalnızlık üşüyor
Fil ile karınca savaşıdır bu
Zenginin zenginle yarışıdır bu
Yoksulun en dibe varışıdır bu
Bıçak kemiktedir, dayan arkadaş
Ak ile karalar karışmış çoktan
Ey Âdem uyan da gör şu engini
Bak aldı afitap kızıl rengini
Nefsine uyarak olma sen zelil
Tek Rab'bine yönel cennettir menzil
Gururu yok sayıp çalsam kapını
Diz çöküp dilensem merhametini
Sararmış yüzümde gözyaşlarını
Görsen halimi yâr üzülmez misin
Divane olup da yollara düşsem
Gözümden yaşları kanlı akıttın
Sevgisiz cihanda yalnız bıraktın
Sinemde yüreği dert ile yaktın
Sen bana vakitsiz hüzünle geldin...
Yaz ayında dondu, üşüdü beden
Geçmişim dünyadan ,geçmişim serden
Bir gün yalın ayak geleceğim ben
Kalkacağım düşüp kaldığım yerden
Bir gün yalın ayak geleceğim ben
Aşarak kapalı bütün yolları
Adına yazdığım onca kelâmın
Birini okusan yâr benim için
Anlattım sevdamı her bir dizede
Gönülden hissetsen yâr benim için
Hatice hanım sayfanızı takip ediyorum mükemmel duygularınız için söyleyecek söz yok kelime haznemde kaleminiz daim olsun saygılarım ile