Mecnun olmuşsan, Leyla’sız,
İnsan olmuşsan, unutulmuş,
Arkadaş olmuşsan, satılmış,
Muhabbet olmuşsan, mezesiz,
Mey olmuşsan, kadehsiz,
Yağmur olmuşsan, damlasız,
Bir gülücük diledim senden…
Hasreti, özlemi, kızgınlığı, kırgınlığı olmayan bir gülücük!
Ve bir zamanlar bana bakan, beni gören gözlerinle,
Bana ağlamayı değil, gülmeyi öğreten gözlerinle bir gülücük!
Biraz önce,
Senin aldım karşıma resminde…
Ne yalnızlıklarda sen vardın,
Ne boş sokaklarda,
Ne dolu küllüklerde,
Ne boş kadehlerde,
Ne her gece senle olan rüyalarımda,
Ne de sana dopdolu kalbimde sen vardın...
Zamanın filan olduğu bir tarihte,
Doğmuştu.
Yaşadığını anladığında,
Ölmüştü.
Ama zaten doğarken öldüğünü farz etti.
Gözleriyle, seyrettiği yaşanılmasız dünya…
Kaç gündür, ayrılığa gideceğim günü düşünüyordum.
Şu anda dünyanın en mutlu insanı benim.
Ve işte o mutlu anda geldi sayılır artık…
Bu dünya kuruldu kurulalı, yalanlar söylendi söyleneli,
Böyle bir yalan gibi olmamıştır!
Ama biz sırıtalım,
Burası,
Paris meyhanesi...
Efkâr dağıtanların,
Neşe arayanların hanesi...
Her masadan kahkaha yükselir,
Bahara merhaba diyen, yeni açmış tomurcuk gibi…
Güne yeni uyanmış, şarkılar söyleyen kuşlar gibi…
Engin denizlerde, masmavi ufka dalar gibi…
Yalnız bir gecede, yakamozda oynasan dalgalar gibi...
Yaz sıcağında, yüzüne esen rüzgâr gibi…
Aşka, sevgiye, mutluluğa susadığın anda,
Bir ömür; sevgiyi, aşkı sen bildim.
Dünyayı, hayatı sensizlikle dert bildim...
Sana ulaşamadıkça, özleminde;
Nicelerini tanıdım da, hep seni aradığımı anladım.
Bir sen varmışsın, yaşadıklarımda,
Bir sen varmışsın, hissettiklerimde,
Bir sen var dışarda,
Bir sen var yanımda,
Bir sen var içimde,
Bir sen var karşımda,
Bir sen var aklımda,
Bir sen var kollarımda,
Bir rüzgârlar ki dinmek bilmiyor,
Fırtına oluyor, yel oluyor,
Esip duruyor!
Bazısı;
Ayakkabının çamura çıkardığı izin üstünde,
Uzayıp giden yolların…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!