Bülbül şakıyacak, eşek anıracak
Köpek havlayacak, kuzu meleyecek
Öküz böğürecek, aslan kükreyecek,
Her canlı fıtratını işleyecek…
Adam olmayandan adamlık bekleme
Kendi yerini kendi belirleyecek
Bir bahçe ki gönül bahçem;
Goncası kararmış, gülleri solmuş.
Lalesi sümbülü hep harap olmuş,
En yakın baharı bir serap olmuş,
Güneşi mehtap, ırmağı şarap olmuş.
Gökten üç bulut düştü
Biri
Gözlerimde yaş oldu kaldı
Biri
Yüreğime çöreklendi
Biri
Ellerim kırıldı, koy verdin gittin
Mektuplar yazacak elim mi kaldı,
Suskun gittiğin gün, sesi kesildi,
Yalvarıp gel diyecek dilim mi kaldı.
Mecalim yok, derdimi nasıl anlatsam
Gün bu gün, fidanlar toprakla buluşmalı,
Ağaçlar birleşip, ormanlar oluşmalı
Yeşil ile var olur yaşanacak bir dünya;
Her fert, vatanı cennet yapmak için çalışmalı.
Vatan sevgisini oyun mu sandın
Hayali bir oyunu oynar gibisin
Önce bir öğren be çocuk sonra da yaşa
Bilmediğin bir yemeği sunar gibisin.
Toprak nedir, vatan nedir, kan nedir?
Kör kuyular dibinde bir katrecik su
Kova kova çektim de kandırmadı ki
Aşk gerçek, hayat yalan buymuş doğrusu
Aklım erdi de, gönlüm anlamadı ki...
Kökünden büyüdüğüm ağaç, dal budak oldu
Gözlerin yolda kaldı, kulağın seste,
Bilirim, bekledin her bir nefeste.
Kalbin çırpındıkça o gül kafeste,
Ömrümün sonuydu sanki dün gece...
İşte geldim sana, titrek dizlerim,
Boşuna arama can nerede diye,
Her nefes aldığında içindedir.
Verdiğin nefesle çıkar geriye
Vermem o nefesi demen nafiledir.
Bakışların buz kestiği anlarda
Bakma gözlerime
Görüverirsin belki hayallerimi
O buz kesen bakışların
O taş kesmiş yüreğin
Yanar kavrulur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!