Mademki hayat bu kadar güzel
Elemleri atmalı Kaf Dağının ardına
Renkleri seçmeli insan zevkine özel
Yaşamalı delicesine ve inadına.
Elimde biliyorum rotası bu hayatın
Merkezi de sensin bu güzel kainatın
Toplantılarda havan dövüldü, ama su değil,
Alınan bir gül kokusu, yanık kokusu değil,
Karaman birlik oluştu ve bu işi başaracak gibi;
Artık içimzideki umut, gelecek korkusu değil.
Kimler geldi kimler geçti bu şehr-i Karamandan,
Yeterli hâsılat kalmalı idi bu ebedi harmandan,
Hala Berber Abide traş olmak gerekmiyor ki;
Karaman da nasibini almalı değişen zamandan.
Ak kâğıt üstüne kara yazılar
Yaz bana Sultanım yaz da postala.
Senden ayrılalı dinmez sızılar
Yaz bana Sultanım yaz da postala.
Bülbül selam eder senin sesinle
Bir ürperti oldu yaşamak,
Uçsuz bir tünelde, ışık aramak,
Arayıp, arayıp da bulamamak
Gün nerede, güneş nerede...
Karanlıklar dehliz içinde,
Ömürler ödünç alınmaz
Pazarlarda da satılmaz,
Sırası gelen anda gider
Bu işi akıl almaz.
Hiçbir şey arttıramaz
Bir sel gibi gelip
Bir sel gibi gidecekse aşk,
Adı nerede kalır, tadı nerede kalır.
Geriye kalan selin bıraktığı kumlar misali
Bir avuç kumdan hatıralar olur.
Aşk bir kurşun gibi girerse kalbe,
Bahtımda açıldın bir gül misali,
Duygu sensin, koku sensin, öz sensin.
Çözüldü buzlarım, erdim bahara,
Gönlümdeki sezi sensin, göz sensin.
Dillerim titriyor adın anarken,
Bülbül şakıyacak, eşek anıracak
Köpek havlayacak, kuzu meleyecek
Öküz böğürecek, aslan kükreyecek,
Her canlı fıtratını işleyecek…
Adam olmayandan adamlık bekleme
Kendi yerini kendi belirleyecek
Bir bahçe ki gönül bahçem;
Goncası kararmış, gülleri solmuş.
Lalesi sümbülü hep harap olmuş,
En yakın baharı bir serap olmuş,
Güneşi mehtap, ırmağı şarap olmuş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!