Aman oğlum !
Koça boynuzu yük olmaz,
Yiğit fakirlikten ölmez,
Her işinde ölçülü ol,
Atılan ok geri gelmez.
Evladım; her şey belidir.
Yaşlar kırkdokuz, ellidir,
Okuma, yazman var ise;
Her şey bir kitap gibidir.
Perşembe günün gelişi,
İnsanlarımız görgülü,
Sofralarımız sergili,
Bu töre Haktan vergili,
Ben bu köyün çocuğuyum.
Hep gederiz işimize,
Gez altı kıtayı; Paris’i, Şam’ı,
İnsanları bizimkine benzemez.
Rengine bakarsan kırmızı kanı,
Çoğu kanı bozuk, bize benzemez.
Yetmişiki millet, ikiyüz devlet,
Derdim oldu dağlar gibi,
Anlatmadım eller gibi,
Hayatımız böyle geçti,
Viraj, rampa yollar gibi.
Balcı ve pekmezci ağlar,
Yapışmış yularına, dünyanın beş obur,
Yedikçe şişerler, büyürler tabur tabur.
Helmit Mezit hırsı, böyle olurmuş meğer,
Benliği kaybolmuş; ne ahlak var, ne değer.
‘Hekim kim’ diye sormuşlar;
‘Başından geçen’ demişler,
Ak sakallı bu ermişler,
Dinle bak(!) ne söylemişler:
Yay yapdık, düşmana atdık,
Altaylardan geldim, seni çok sevdim,
Sevdamın bedeli, çok canlar verdim,
Sinende yas tuttum, ağladım, güldüm,
Ana yurt, vatanım, can Anadolum.
Gazi Alparslan’ı bağrına bastın,
Büyük masada oturur,
Herkesi kırar, geçirir,
Ciğerini köpek yese,
Nedamet eder, kudurur.
Niçin bir konu açmıştım,
Sen akıllı ol da, deli desinler,
Haram lokma yeme, salak desinler,
Dağ, taş dolaşırdı, bir garip Hasan;
Sağ mıdır, öldü mü, nerden bilsinler.
Sorma, neler gelmiş, garip başına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!