Turan ellerinden haber gelmiyor,
Esir Türklerimin yüzü gülmüyor,
Ya Rab, bu derdimi kimse bilmiyor,
Bir kuduz ayıya gücüm yetmiyor.
Kimse bilmez, sen anlarsın halimden,
Devin üstünde bir cüce,
Yönetir keyfi, sinsice,
Bütün dünya seyrediyor,
Zalimleri pek gafilce.
Orta Doğu kan ağlıyor,
Canlı basitleştikçe kılıklar çok değişir,
Üç günlük dünya için süper güçler döğüşür,
Menfaat merkezinde kavga eder, barışır,
Yetim malına aşık patojenler çok imiş.
Muhtelif virüslerle doldu, taştı bu asır,
Virüs ve Riketsiya okurduk kitaplardan,
Üzülerek öğrendik; dünyada olanlardan;
Bir garip grip çıkmış, uzak doğululardan,
Araç markası sanki, âmil ‘Korona’ imiş.
Mart ayının başıydı, sene ikibin yirmi,
Sıhhatli hayat ve devamı devlet,
İslâma ümmet, geçmişlere rahmet,
Kusurum çok, amma Allah’ım affet,
Ya Nebi(!) şefaat, mahşerde medet.
Allah’ım(!) Bayrağımızı indirtme,
Allı pullu bir gelin,
Kandırdı hepimizi,
Cilve yapar, göz kırpar,
Yutacak topumuzu.
Kara etme, ak alnımı,
Geri alma, az aklımı,
Hayat acı mı, tatlı mı?
Yaşayıp görmek isterim.
Arzı-küre yapısına,
Öyle söz isterim; doğru, küfürsüz,
Manası açıkça, mertçe, fütursuz,
Bir hayat isterim; sade, kahırsız,
Bir dava isterim; aleme nizam olsun.
Hayat acı ve tatlı,
Sirke ile bal gibi,
Düştüm dipsiz kuyuya,
Hazreti Yusuf gibi.
Bir medet bekliyorum,
Derdim oldu dağlar gibi,
Anlatamam eller gibi,
Atmış yılım böyle geçti,
Viraj, rampa yollar gibi.
Balcı ve pekmezci ağlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!