Hasan Hüseyin Kaynak Şiirleri - Şair Has ...

Hasan Hüseyin Kaynak

Ne uzağımda ne yakınımdasın
Tam kalbimin orta yerindesin
Bazen rüyalarımda bazen hayallerimdesin
Sen hiçbir an bitmeyen sevdamsın

Hasret yakar,kavurur şu gönlümü

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak

Seni yazabilmek;
Seni yaşamak,
Çöllerde Leyla’sını arayan bir Mecnun olabilmek,
Kederlenmek, coşmak, kendinden geçmek,
Bir anda sevda çöllerinde ayaklarına kapanmak
Ve beyaz bir güvercin olup sana uçmak,

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak

Bir sırsın sen içimde sakladığım
Bir sözsün en mahrem bildiğim
Zaman zaman kendimle aynada
Gözlerden uzak bir köşede dertleştiğim.

Sen bir destansın,bir şiirsin

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak

Bak kar yağıyor ellerimize
Bir ayrılık türküsü tutturuyor rüzgar
Arkasına bakmadan gidiyor
Geride kalan mutluluklar.

Gökyüzünde uçan güvercinler

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak


Gün gelir dağlar da yıkılır ve bir hüzün çeşmesidir gözyaşları.Her tarafta insan çırpınışları ve geride bıraktıkları…Kaç hayat solmuştur kaç beden toprağa düşmüştür bilinmez .Bu kaçış nereye Allah’ım ?Bu kaçıncı ölüm bir kış uykusunda ?Kocaman binalar bir gece başımıza çöktü ve ölüm kustu toprak. İnsanoğlu kaç kıyamet yaşar bugün anladım anne! Kaçmak boşuna çırpınışlarımız gelgitler gibi kıyıya vursa da bir boşlukta dönüp duruyor o anda her şey ve geride ölüm meleği.Gözlerimizde hüzün yumağı boğazımız düğümleniyor,hıçkırıklar gökyüzünü deliyor bu sabah . Ve bu sabah 6 Şubat binalar dans ediyor gözlerimizin önünde yangınlar çıkıyor yüreklerde.
Bazılarımızın son nefesi ,son sözleri ensemizde kaçmak boşuna bir çırpınış döngüsüdür yüreklerdeki umut .Bu sabah anneler ,çocukları için çocuklar ise anneleri için ölüm besteliyor .Her binadan sesler geliyor ,sesler göklere yükseliyor ölüm meleği yanı başımızda, kocaman binalar raks ederek yere yatıyor ;kurtulmak ama herkes o kadar şanslı değil. Bizler sonsuzluk ırmağında ruhumuzu daha önce hiç bu kadar yıkamadık ,soyutlanmadık .Her şeyde kadere tevekkül ettik ama hiçbir zaman kaderin yüklediği tevekkülü yerine getirmedik. Bu sabah soyutlandı ruhlarımız ve sorgulamaya başladık niçin barınaklarımız şimdi bizlere sığınak olması gerekirken düşman gibi duruyor? Gökyüzünü hıçkırıklar kapladı bugün 6 Şubat sabahı saat tam 04.17 geçmek bilmedi o an ve gökyüzü yarıldı bütün haşmetiyle yer oynadı ve bizler içinde kaldık anne!
Şimdi her şey bitti kaybettiklerimiz ve yaralı bıraktığımız nice bedenler…Ruhlarımız gökyüzüne uçarken bedenlerimiz mezarlara sığmadı ,ölüm yağdı bu sabah .Küçücük yavrularımız birçoğunun ellerinde emzikleri ya da oyuncakları …Bu sabah ölmeden önce öldük, gerçekten bir insan kaç defa ölür bunu bu sabah anladık anne!
Ah ,bizi vurun zincirlere vurun kendimizi tutamıyoruz ,içimiz yanıyor,başımıza dağlar yıkılıyor! Kimsesiz kuyulara atın bedenlerimizi, bu sabah 6 Şubat son günümüz kimsesiz mezarlara bırakın bizi. Ellerimiz bağlı gözlerimizde hüzün, ölüm meleğiyle son dansımızı yapıyoruz bu sabah.
Dehlizlerde kimsesiz ,sahipsiz kaldık ,dağlar yürüdü bu sabah. Bir dağ başında sahipsiz bir ruhuz bedenlerimiz mezarlara sığmıyor .Nice sevdalar toprağa düştü ah anne!şimdi yüreklerde yangın ,göklerden hüzün boşalıyor durmadan ve gökyüzü ağlıyor bu sabah. Kaç şehir kaç medeniyet yıkıldı ya hayaller? Çırpınıyoruz ama bu acıyla baş edemiyoruz göklere boyun eğiyoruz anne!

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak

Gözlerin zamanda tutuklu kaldı bir sır gibi bulutlar ardında yarı mavi ,yarı siyah gözlerin bir şeyler saklıyordu biliyorum .Kaderini kendi elleriyle öremiyor ki insan bazen ansızın gam dağlarını yüklenirsin kaçmak istersin ama nafile .Hangi resmine baksan bir hüzün yumağıdır ötelerde.Bazen son bir bakıştır bazen de bir yudum sımsıcak sevgidir uzaklardaki ses.Bir muştu beklersin her sabah kapı sesinde akşamları duvarlarda raks edersin bir hüzün çeşmesinde ve son bir bakış son bir fasıldır hayat zamanın gölgesinde.Yürekler üşür bir çıkmaz sokakta ama her daim sen kokar gözyaşlarım.
Ağıtlar yakarsın evlatlarını kaybeden analar gibi pencere önlerinde .Bir mutluluk ararız çoğu zaman ama rüzgar gibidir mutluluklar alıp götürür bir uçurum kenarında bütün güzellikleri .Ah neyleyim sensiz bu dağ başında kimsesiz hüzünle doludur heybem .Ve ah gülüm senin için gamdan dağlar yaptım bir uçurum kenarında.Seni düşündükçe bir şeyler düğümlenir dudaklarımda ve çocuk hıçkırıkları duyulur akşamları, gökyüzü bırakmaz alır bağrına bu sevdayı.Boşunadır ah yalan gözlerin beni bir boşlukta bırakan gözlerin.
Pencerem kapalı ve cama vuran güvercin sesi , boşlukta tutuklu kaldı gözlerin .Yüzün neden böyle bembeyaz mavi parıltılar kaybolmuş dağlar yıkılmış başına ?Bir hüzündür bu, bir şarkı yokluğunda kayboldum anne bir nisan akşamında!Uzaklardan hicran sesleri yankılanır ama sen gelmezsin ve bil ki bu son haykırıştır gönül ferman dinlemez ve alır başını bir yerlere vurur kendini.

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak


Sensizliğin ıssız sularında kulaç atarken her dakika beynimde sensin. Bir kış mevsimi adını yağmur damlalarında ararken çığ düşmüş kalbime. Bir bilinmezliğe yol alırken bent kuruyorum sensiz ama bir o kadar çaresiz. Son bulmadı ne bu sensizlik ne de geride kalan hıçkırıklar.
Cam kırıklarımı yaralarıma batırıyorum her akşam ve sensizliği kalbime gömüyorum sonra yok yere yaşıyorum belki de sokak kaldırımlarında bu kış akşamlarında bir serçe ürkekliğinde ya da bir dilenci kimsesizliğinde. Sana koşarken düşüyorum yıldızlardan düşer gibi aniden bir çukura, boylu boyunca batıyorum ıslak yağmurlarda. Sendin beni bir taraftan yaşatırken öbür taraftan ölüme koşturan. Sen kırmızı bir güldün ama hep kanayan bir yanı hep eksik bir yanı gonca…Bazen kaderin cilvesidir yalnızlığın kenarından düşmemek için kendini tutan ya da bir çoban yıldızıyla arkadaşlık edip geçmişe dair hikayeler yazan… Biliyorum sensiz ,beynimde akşamları bir yalnızlık şarkısı çalıyor ve kimsesizliğin çaresizliğinde gökyüzüne kaldırıyorum başımı sonra yıldızlar geliyor aklıma .Yıldız dedim de sen benim kutup yıldızımdın ama ben yolunu çıkmaz sokaklarda kaybedip bir dehlizde bulan…
Yaşamın kıyısındayım, işte yine hep sen diye haykırıyorum bu yalnız kış akşamlarında. Senden artakalan ıstırabın kırıntılarıyla yaşama dair ödevlerimi yapmaya çalışıyorum ama sıradan şeyler mesela radyoda maç ya da şarkı dinlemek gibi…
İşte bak yine sabah oldu ve ben yine gölgelerimi ,düşlerimi kaybettim sensizliğe dair yazılarımla baş başa kaldım sensiz ve sevdasız.

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak

Bir bilinmezlik uykusudur ,çoğu zaman hayat belki de bel bağlamaktır göklere ,el açıp sonra hırçınlaşmaktır denizler gibi gelgitler yaşayan ve sonra aniden boşalan yağmur yüklü bulutların adıdır sevda.Bebeler kadar saf ,derin ve içtendir ya da umarsızca bir derbeder yaşamdır belki de senden artakalan bir yudum hüzündür sevda.
Sen gelirsin aklıma ,her daim bir fırtına sesinde ve yamaca karşı direnmektir senin adın.Bazen ansızın bir gök gürültüsünde bazen de kimsesiz ıssız bir çölde, rüzgara karşı raks etmektir. Yok olmamaktır ,inadına sarılmaktır hayata sensiz. Bir gece karanlığında yola koyulmak ,her gölgede seni görmek ve adını çağırmaktır bazen de alıp başını, tek başına maziye gitmektir sevda. Bazen gönül ülkesini ateşe verip ,her şeyden vazgeçip sonsuzluğa kanat çırparak ,yol almak ya da sen deyip sonsuzluk pınarından doyasıya aşk şarabını içmektir.
Yol bulursan doruklara tırmanırsın bir sonbahar akşamında ,geriye dönüp bakarsın her taraf sis bulutu. Nazenin tenine ne olmuş sevdiğim ? Hani senin siyah saçların ,büklüm büklümdü ve yanakların ay kadar aydınlık ,gözlerin denizler kadar berrak…Yok olmak bir çınar gölgesinde ,her şeye inat uzaklaşmak bir dem sen diye dağlara vurmak sevdanı.
Biliyorum sen uzaklardasın bir şarkı gibi bazen aklıma gelir, dudaklarıma takılıp ,kalırsın söküp atmak istesem yüreğimden ah nafile! Sen kimsesizlikler ülkesinde ,bir çırpınış tutturursun bense heybemde gam dağlarından dertler yüklenirim sonra vururum ,kendimi gelgitler iklimine, vazgeçmem senden sevdasın bilirim.
Nerede o ilkbahar akşamları? Çay gibi yudumladık o anları ve geri getiremiyoruz. Zamana adanan şarkılarımız ,türkülerimiz vardı ve yol alırdık her ilkbahar akşamı ,bir mutluluk ülkesine.Sen dağların doruklarına tırmanırdın bense hep çınarlardan merhamet dilenir, yalnızlıklar ülkesinde ,yaşardım. Sevda derdim ama bilemezdim ki şimdiki sevdaların Mecnunlar,Ferhatlar doğurmadığını, en küçük rüzgarlarda kum tanecikleri gibi dağıldığını ve maziden kalan bir şiir, bir türkü olduğunu.Şairin de dediği gibi artık ne Mecnun ne Leyla var:

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak

bir rüyadır hayat bazen gelir geçer
bir yalnızlıktır çoğu zaman yaşam
anlamaz seni kimseler, kalırsın bir boşlukta
sonra yağmurlar yağar bir güz akşamı
sana adanmış şiirler,şarkılar gelir dudaklara
biter zannetme sensizlik ve yalnızlık

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Kaynak

Bu sondu. Sen sondun,biliyorum ama ben sensizliğin yokluğunda serçe ürkekliğinde, bir kaldırım kimsesizliğinde yaşıyorum sensizliği.Bu,yok yere yaşamak mı yoksa senin hayalinin yolculuğunda bir çıkmaz sokakta kaybolmak mı?
Hani seninle düşler ülkesinde, maviliklerde yaşardık. Oysa sen bir düştün çölde dans eden Leyla misali ya da Ferhat’ın düşlerini süsleyen Şirin. Biliyorum, sen yoktun sadece ismin vardı ve bir gölge gibi bazen görünür, bazen kaybolurdun. Biliyorum sen, Julien Sorel’in sevdiği uğruna ölümü göze alıp sevdiğinin penceresine merdiven dayayacak kadar kırmızı ya da Şark diyarında sevdiği uğruna hiç tereddüt etmeden bütün dişlerini çektirecek kadar sevda kokan Kerem…
Hangi gerçek aşık bu çıkmaz sokaktan geri dönmüştür?Bazen yalnızlığı,bazen sürgünü bazen de ölümü göze alabilmek değil midir ki sevda?Belki de hiç kimsenin umurunda olmadan yok yere yaşamaktır,bir gölge gibi. Nice delikanlı ve güzelleri dize getirmiş sihirli bir sözcük değil mi sevda?
İşte, ben de senin yokluğunda bir hiç gibi yaşıyorum ve bazen sensizliği öyle içime çekiyorum ki; inan içim acıyor ama söz geçiremiyorum bu sevdaya ve sensizliğe. Sensizlik kaderimse bir şair gibi yaşarım kaderimi ve alıp başımı giderim hayallerine. Öyle sıkıca tutunurum ki hayallerine bir türlü silemem beynimdeki siluetini ve sözcüklerin hıçkırıklarını duyarım akşamları .Hele karanlıklar çökerse akşamları koşarım her şarkıda,şiirde sana.
Hani senin mavi gözlerin vardı bir deniz gibi? Gözlerin de denizler gibi gelgitler yaşardı. Evet gözlerin mavi maviydi. Şimdi bir başkasının gözlerine bakan gözler. Elimde değil her mavi gördüğümde adın gelir aklıma .Biliyorum ne maviyi ne de ismini unutamadım . Evet bu sondu sen sondun . Kalbimde bir hüzün türküsü kaldı şimdi daha dün gibi hatırlıyorum o şarkıyı: “Unutamadım”
“kim bilir kimler var şimdi kalbinde

Devamını Oku