Denizden bir ses yükseldi
Belki sen dedi.
Sonra karar değiştirdi
Belki hiç sen dedi.
İşe falan gitmek istemiyorum
Akşama kadar çay içeyim
Boş boş gezineyim
Asmalı Mescit’te.
Ne yalan söyleyeyim
Param da yok halimde.
Sabah kalkacaktım,
Çay içemesem bile gazeteye bakacaktım.
Duş alacaktım,
Güzelce giyinip kırmızı gömleğimi
Ve sevdiğim pantolonumu
Saçlarımı fiyakalı tarayacaktım.
İkimizde korktuk.
Engin denizlere açılamadık
Ne sen bir şilep olabildin
Nede ben bir ro-ro.
İkimizde korktuk.
Yıllar sonra diye bir şarkı çalıyor radyomda
Biraz seni düşünüyorum
Biraz beni,
Şarkı bitsin istiyorum
Şarkı bitiyor
Ama seni düşünmek bitmiyor.
Kalbi üşüyen bir adamın
Elleri sıcaksa
İşte o doğru adamdır.
Korkma.
Kaygan bir zeminin üzerindeyim
Gel gel diyor fahişeler!
Sağlam bir zeminin peşindeyim
Uzat elini uzat diyor minareler.
Sen,
Saatlerin durmak bilmediği baharlarda;
İki yüz küsur kilometre uzaklardan
Koynunda ömürlük sevdayla gelen,
Zarif,
Mahzun kadın..
Geçen cumartesi çıkmaz bir sokağın hemen köşesinde;
Ağlarken bulundum.
Anıt mezarlardan çıkıp gelen ben
Bir zamanlar İstanbul’undum.
Her bir saniyemi tartarak yaşarken,
Bir derviş gibi geceleri ağlarken,
Bir gün bakacaksın uzaklara;
Beni göreceksin.
O zaman ellerim bomboş olmayacak
Geri dönemeyeceksin.
Birgün bakacaksın aynalara
Mağrur başını göreceksin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!