Yeni bir başlangıçtı sana her dönüş
Ve her defasında hazineler umduğum
Her adım sana toplanan bir bölünüş
Koskoca bir sevda hayat ettiğim bulduğum
Hayat ikiyüzelliki kilometre bir hayalin mahkumu
Yol bozuk, kaldırımlar kırık
Ve şiddetli bir yağmur
Olsun yinede gel…
Benim sana geldiğim gibi.
2002
Bizde modernliği; sağ kulağına taktığı küpeden
ve sol kulağına takmadığı küpeden ibaret sayan
ve modayla de-moda arasındaki muvazeneyi,
üst çenesinin hemen üstünde,
alt dudağının hemen altında yarımada şeklinde bıraktığı,
ve adına;
Bazen bir kuru ekmeğim var,
Bazen kocaman sofralarım..
Hepsini kendi ellerimle hazırladım
Ve yalnız sana hazırladım..
Hep sustuk………………
Başkaları acımızı anlamasın diye
Yada işte iyi adamız ya
Bizi kötü bilmesinler diye.
Hep sustuk……………...
Gel Nadya;
İstanbul’u dolaşalım seninle
Önce Beşiktaş’a gidelim
Ekmeğin arasına balık yiyelim.
Sonra Tophanede bulalım kendimizi
Nargileden birazda mutluluk çekelim.
Kandiller geceye hazırlanmakta
Sabahlar oruçlarını açmış
Yıldızlar meşk içinde
Yapraklar rüzgarın zevkinde.
Kalınca bir kılavuzun sahibiyiz
Katip belli nakkaş meydanda
KAÇIŞ-2
Hiçbir sözün tesirinde kalmadan
Bir güvercinin kanatlarında uçmak istiyorum
Durup ta sokağın başında bu adam
Birini bekliyor öylece.
Tak tak iniltiler geliyor tahtadan
Gergin bir bekleyişi hazırlıyor köşe.
Köşe yorgun, köşe dost, köşe vefakar
Bu gece sis var Taksimin üstünde
İçimde yine siz.
Gecenin köründe otobüs beklersiniz
Hayat öyle bekleyiştir benim kentimde.
Taksim sis içimde siz.
Yağdıkça yağar asitler marka paltoma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!