Dün gece aklıma takıldın yine,
Silkinip, adını andım güzelim.
Gözyaşı karışmış bade içine,
Yutkunup, lokmamı bandım güzelim.
Çaldığı kapıya gönül veren var,
Bağlanıp mürşide, nice eren var,
Sevdiği uğruna postu seren var,
Yoluna amade candım güzelim.
Suretin bulunmaz tarifin var ya,
Gerisi bana boş, hepsi angarya,
Pervane ışıkta döner, uçar ya,
Mecazi çevrende fandım güzelim.
Nefsin oyuncağı, serkeş, serseri,
Ustayı görmez de, görür keseri,
Nereden bilecek büyük eseri?
İçi ot tıkalı, çandım güzelim.
Boşa kürek çalıp, boşa yorulan,
Lüzumsuz, dünyevî sual sorulan,
Gönül’e değil de, çöle kurulan,
Kervansız, yolcusuz handım güzelim.
Dilim susuzluktan dönemez oldu,
Nice hayallerim sararıp soldu,
Seninle bu boşluk lebaleb doldu,
Boğuldum içinde, kandım güzelim.
Nefisle hasbıhal, tembellik demek,
Sarf eylemedim, kuru bir emek,
Asla hakkım değil bolluk istemek,
Sofranda kuru bir nan’dım güzelim,
Yaldızlı dünyada bayılıyorum,
Bir tokat yiyince, ayılıyorum,
Avamın altında sayılıyorum,
Kendimi bir değer sandım güzelim.
Birileri belki imrenir bana,
Düşündüm, bulamam buna bir mana,
Sürünüp gelirken bu yolda sana,
Ne ünvan, ne de bir san'dım güzelim.
Bir derin umman ki, görünmez dibi,
Temizler kirlerden, suçlu garibi,
Şems’in ateşinde, Mevlana gibi,
Hamdım, piştim ve de yandım güzelim.
Kayıt Tarihi : 8.10.2012 19:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir gece, yaratılmış olan uçsuz bucaksız kainatın yaratılış hikmetini tefekkür ederek, küçücük bir zerre bile olamayan kendimin acizliğini düşündüm.O büyük Sanatkar'ın aciz bir eseri olan bizler, yine O'nun merhamet kanatları altına sığınmak mecburiyetindeyiz. İşte bu duygular içinde havf ve reca arasında gidip-gelen kulun kaleminden dökülen birkaç satır...

TÜM YORUMLAR (1)