Ne haber yollamıyor ne beni sormuyorsun,
Unut sende sevgilim...kaderin cilvesidir....
Belli... fikir vermiyor, kafanı yormuyorsun....
Ümidim kahvelerin fincanda telvesidir....
2002
Kaç on sene geçti farkında mısın
Yaşlandık sevdiğim zaman kalmadı
Sen daha kaçmada naz etmedesin
Bende ise ümit hiç azalmadı...
Kırağı bağlamış dallar suskundur
Kaç sonbahar geçti saymadım yazık
Yapraklar döküldü aymadım yazık,
Sıcak bakışınla ısındı içim
Sevdana o hazla doymadım yazık...
Artık sonbaharlar kışa geçiyor;
Takvimlerle aramda duygu yüklü bahis var.
Vuslata az kalmışken içim neden ürperir…
Senden kalan sessizlik, anılar, hatıralar
Yüreğime özlemler ve olmaz korku verir
.
Bahaneler uydurup, kaçmak kolay oluyor;
O dağlar bilirler kara sevdamı
Duyan dinler gibi isimsiz şair…
Binlerce şehidin yok; adı-namı,
Sende onlar gibi isimsiz şair…
Ad olmak, ad vermek yalan dünyada,
Isırlık’in yaylası, kara duman leğeni,
Isırlıği görenler hayran olup beğeni,
Deden anlatmış doğru, Çavuş Nene yaşamış
O anılar gönlünde -haydı yaz, demiş seni...
Zirvesi karlı ama çam ağacı yakası,
Tutmak ellerinden bakmak gözüne,
Sarılmak beline sen ister misin?
Sevgi ışığıyla akmak gözüne,
Sevgilin olayım ben, ister misin?
kalbimi verdiğimi bilmiyormuş gibisin...
yıllar demedi ama ben söyledim sanırım...
sanırım yüreğime seni sormuş gibisin...
sevdamı ben bilirim; birde yaratan Tanrım...
madem ki aradığın değil bu can bu beden
"istediler el verdik, isteyene sırt verdik
üstelik her verdikçe,helali hoşun derdik
alan alana oldu;talan talana oldu
bazen de denk getirdi;çalan çalana oldu
hatta yiyip içtiler, çöplerini topladık
çuvaldızı durmadan kendimize sapladık
Yalan yok seviyorum
Şu halime baksana
Tekrar tekrar diyorum
İşte yüreğim sana
Akşam çabuk çöktü yar
"yarası saklıyım sen sen ol sorma
yarası saklılar gizli ağlarmış...
har vurup canıma harman savurma..."
sevdalar yürekte kanlı çağlarmış..."
Garibim namına kerem diyorlar...
Garibim namına kerem diyorlar...