sen saf temiz efendi ben uçarı çapkınım
sen deryada bir balık ben ardında zıpkınım
***
antikasın sevdiğim fiyatın paha gider
bir garipsin sevdiğim şöhretin şaha gider
***
çoban olup kuzu güttüm bir zaman
pazar kurdum koyun sattım bir zaman...
MEVLÜT İHSANİ-YE..
O MEVLÜT, İHSANİYE
VAKİT ZAMAN DOLUNCA,
hayat halısındaki son ilmeklerde kirkit...
Kulak vermeli yaşam tezgahının sesine...
akşam hızla çökmekte,hayli daraldı vakit
birkaç son sayfa ömrün... az kaldı bitmesine....
Açıldı başka sayfa, bir yıl geride kaldı...
sanki bu koca ömür, hayali bir masaldı....
İmdat diyen sesim duyulmuyor ki
Bir kuyu dibine düşmüş gibiyim
Kadersiz bir lokma yiyilmiyor ki
Dolmuşum kabımdan taşmış gibiyim
Yüreğim dağların merali oldu
Sen bana küskünsün,ben sana kırgın
mademki böyleyiz bize elveda...
yüreğin ne diye yadlara sürgün?
verdiğimiz onca söze elveda...
beddua etmedim, korktum tutarsa
"seyreyledim bizim elin düzünü
Kımı vardı, yemlik vardı, evelik
Sarı çiçek gün ediyor her günü
Acı-gıcı ,su teresi mezelik...
Buğa-dikenleri,uzamış çoğu
"ne olur Allah aşkına biz olalım biz gibi
Kürt gibi Türk gibi Laz gibi Çerkez gibi
yüzlerce yıl kaynadık bir kazanda aş olduk
her savaşta barışta bir sipere taş olduk
bu coğrafya bizimdir altında zevat ile
bin bir çeşit nimeti üstünde nebat ile
"Sevdiğim kaç defa söyledim sana
Duyup işitmedin inat eyledin
Sevgimi çur ettin verdin talana
Herşeyi kendine fırsat eyledin
Hani niyetimiz temizdi paktı
Kalbime sordum seni
Sende onu sev dedi
Vermiş isen güveni
Sen de onu sev dedi
Sevmek bir alev dedi
Sen onun yüreğine
"tane tane kar yağdı ben seyrettim bu gece
kar yağdı, karı sağdı; ona bittim bu gece
içimin sıcaklığı, bir sevda için hâla
işte şu yolda sana, sensiz gittim bu gece..."
"yarası saklıyım sen sen ol sorma
yarası saklılar gizli ağlarmış...
har vurup canıma harman savurma..."
sevdalar yürekte kanlı çağlarmış..."
Garibim namına kerem diyorlar...
Garibim namına kerem diyorlar...