Taze gecelerde birikir sıcağın sesleri
Ardı sıra tüllenen yüzler
Kuşların dilinden alnımıza vurulur
Bilmiyorsun
Burada her çocuk başı
Yirmi yedi kere iner yağmur
Her sey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün isigi yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her sey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye basladi duman topraktan;
Devamını Oku
Birdenbire vurdu gün isigi yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her sey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye basladi duman topraktan;
Sadece bu şiirden (Nurdan Ünsan - Banyatunga etkileşiminde gördüğüm) baskıcı toplum temasının nasıl ayıklandığını anlayamadım.
Onu da birileri izah etse memnun olacağım.
Sadece yüzlerin tüllenmesinden mi çıktı?
Hakkında da konuşurlarmış, görebilmek için buzlu cam ardında da beklerlermiş. Ne yapacaklarmış, serbestçe herkes gidip kapısını mı çalabilmeliymiş acaba?
Osman Tuğlu Beyefendi'nin şiiri kavrayışını isabetli buluyorum ve paylaştığı için de teşekkür ediyorum. Şiirden etkilendim, defalarca okudum, günün şiiri köşesine de yakıştırdım. Kutlarım.
Fahriye Abla üzerinde mi anlaşma sağlanmış?
Makul ve mantıklı tabii. Yaşıyla çok uyumlu şâirin.
Tek sorun yirmi yedi ile ağlıyor olmanın daha ilk başta da birlikte zikredilmiş olması gibi duruyor. Ama sonuç buraya çıkarsa o kısmı da mukaddime gibi düşünürüz, ciddi bir problem olmuş olmaz.
Öyle ya da böyle, bu şâir tebrik edilir.
Adına fikir teatisi mi demeli bilemiyorum...Her zaman olduğu gibi merakımızdan olacak, acaba şair bu şiiri kime yazmış, ne amaçla yazmış bak bak nelere değinmiş; ben anlamıştım zaten falan filan. Kimse bu şiir, şiirsel mi teknik açıdan nasıl? Kusurları fazlalıkları, var mı ya da özgün bir dile sahip mi diye merak etmiyor...Sonuç yorum yarışına dönüyor. Naçizane ben bu kadarını toparlayabiliyorum.Daha güzel açıklamaları, yorumlarını takdir edip bilgilerine güvendiğim arkadaşlara havale ediyorum. Teşekkürler.
Bu arada sayın Ünsal hanımefendiye de katılıyorum. şahsen düşünüp te yazamadıklarımı dile getirmiş.Şiirde her bir yoksunluk var; ezcümle, gerçekten gerek ailelerin, gerekse toplumun baskıları ve de zamanın acımasızlığından nasibini almış bir kuşağın sitemi var.
Aslına bakarsanız ben de ilk okuduğumda Fahriye Abla'yı anımsadım, fakat, yazmaya cesaret edemedim. Onun için, yapılan ve yapılacak yorumları okumayı tercih ettim.
Sayın Tuğlu'ya tekrar tekrar teşekkr ederim.
Ne anlatıldığı önemli; ama nasıl anlatıldığı da..Bakış açısına göre bu deyişi tersine de çevirebiliriz elbette.
Şiirin tanıklara, dip notlara gereksinimi yoktur. Her şeyden önce emek ve birikimin meyvesi olduğuna göre şiirin düşsel bir kurgu mu olduğu, yaşanmışlıklar mı olduğu önemini yitirir. Artık okurun ne diyeceği ne anlayacağından çok, şiirin ve zamanın ne dediği önemlidir.
Şair niye özler birini bu kadar? Yoksunluk, yoksulluk, kırgınlık, kızgınlık ve hayal kırıklıkları ile dolu bir kuşak şiirini andırıyor şiir. Akışta bu derine işlemiş yarayı açıkça görebiliyoruz. Metin Demirtaş şiirlerinde olduğu gibi:
''Dolaştım Güllübahçe'yi
Bulamadım evini
Yıkılıp buldozer geçmiş olmalı
Bizim üstümüzden geçtiği gibi...''
Tebrikler ve saygılar şaire. Nurdan Ünsal
Şiir katmerli çiçek gibi; keza yorumlar da öyle, şimdi Yahya Kemal'in Mehlika sultanını okumak farz oldu; teşekkürler arakadaşlar.
'hep güneye akar sular...
hep güneye uçar kuşlar...
hep güneye bakar ayçiçekleri...
ben de katıldım onlara...
öyle üşüdüm ki canım / orada mısın? '
güzel şiirdi ve ben bir şiirimi hatırladım okuduğum zaman....şairden özür dileyerek kopyaladım şiirin altına ki;umarım affeder beni...
kutluyorum saygı ve sevgiyle efendim......
Güzel Bir Şiir.Kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 63 tane yorum bulunmakta