Devriliyor geçmiş gövdesine balta vurulmuş bir çınar gibi
bakışlarım yarışıyor gökyüzü ile, yaşım çınarın dörtte biri
savruluyor yaprakları, kökünden çatırdıyor iken
ağlamaktan bitap düşmüş bir çocuk edası ile yok oluyor sesi
gövdesi yer ile yeksan, başı ise dimdikti!
Gökyüzü gözyaşlarını nadasa bırakmış olmalı
yoksa kirpiklerinde gürlemeye ramak kalanları
ve gecenin koynuna girmeden önce biriken tüm bu yaşları
başak tarlasını andıran saçlarına dökmeden bırakmazdı.
Oysa o damlalar yere çakılmaktan başka şansı olmayan kağıttan bir uçak gibi
Bir dağ eteğinde biriken umut
kırk ambar dolusu rüzgar taşıyor
aniden fısıldıyor uzaktan
kapılar açılıyor, kapılar
kapanıp, bir bir açılıyorlar
tarif edemem yerini
Bir cumartesi akşamı, biniyorum bir taksiye
Sevmediğim o semti artık arşınlayacağım belki de
Gittiğim yer cennet ya da o akşam benim için öyle
Kapılarda ağaç olup, biraz da kızıyorum kendime
Yıllarca beklemişken, daha fazla bekleyemiyorum
Aç kapıyı diyorum, itmek aklıma gelmiyor
Akşamüstü kalbur olur yığılır
Sokaklar, caddeler ve bulvarlar
Yürürüm şu son günleri unutmak için
Otobüs durakları diyorum dostlarım, otobüs durakları,
Onlar sadece yolcu taşımaz, bazen onların da büzülür dudakları,
Kimi zaman anı taşır onlar, kimi zaman da acı,
Aynı gibi görünürler, ama nereye baksanız bir başka kaygı.
Velibaba durağında bir başkaydı bahar, Karaburun’a kadar taşısa da güzü,
Bu gece şehrin gözleri kapandığında
koca şehrin ışıkları bir bir sönüyor iken
caddeler boşluklar ile taşıp
gece siyaha bulandığında
zifiri karanlıkta, çok karanlıkta
ağzında yakmaya çalıştığı bir sigarayla
Seni öyle bir öpsem, kıyamıyor iken ilkin dokunmaya
kış geri gelir mi, topallıyor iklim yaza
ki nedendir üşüyor parmak uçlarım, ovuşturuyorum boyna
havanın azizliğinde yağmur damlası da hiç sualsiz giriyor koyna.
Dışarıda dinmek bilmeyen bir yağmur, iyi ki ıslandım
Siyaha dönük yüzüm, iki parmağım arasında hüzün
şimdi bilmem kaçıncı kattan aşağı ilişiyor gözüm
saçlarının rengi beliriyor parmak uçlarımda
içime çektikçe beliriyorsun, yoksa hâlim harap
elli gram daha tütün içeyim diyorum, o da bana yasak
çaresizce ellerimi çenemde birleştirip izliyorum bu beton bozmasını
Bir öte odamda yere yıkıldı, tek duyduğum bana seslenişi
serzenişine denk bakışları, oğlum deyişi
kollarıma aldığımda çocuk olmayı bir köşeye iliştirdim
inandığım her şeyi bir anda yitirmiştim.
Soğuyordu bedeni, ölüm bu olmalıydı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!