Siz aydınlığa yürürken biz karanlığa inerdik,
Sizin aydınlandığınız ışığa kazma vuranlardık,
Her yeni doğan günde bir avuç kömür için,
Zift,toz,karbonmonoksit soluyanlar …
Siz bizi ölene kadar farketmediniz,
Alışamıyor insan, alışılmaz,
Zamanın kafes, kafes aynılık haline!
Gülen yüzün, olmadığı mekana
Alışamıyor insan, gel özgürlüğüm...
Gün an, Zamanın
Dün, soğuk sessizliği yaşadım ,
O kadar da üşüdüm, o kadar ama, dondum
Bugün, ayaz sertçe çöktü içime ,
O kadar ama, o kadar üşümüştüm, yoktun.
Gün an, Yoktun
Sana dair yolculuklarım,
Sana dair içimdeki hayal,
Ben olana ulaşabilen tek yola dair.
Sen gibi içimde bahar,
Sen gibi ruhum yanar,
Bir cümle kuruyorsun, dinliyorum.
Bir hece'nin tınısı oluyorum,
Anlatıyorsun mücadeleni ruhuma,
Sesi'nin yankısına, mücadelen oluyorum.
Küçük özgürlük zamanın olayım,
Yargısız dinleyen,
Bir kaç saat özgürlük,
Yeter mi? yetmez, yangınız sönmez.
Gün An, Yetmez
Ölüm, soğuk, hissiz, sessiz …
Beden buz gibi, nefes yol, can yolda,
Sessiz ve tek başına yolculuk,
Ucunu bilmediğimiz bir kapı,
Geride sessizce diz çöken canlar,
Yoksul yokluklarım da,
Yokluğun yok olur,
Yoksul yoksunluklarım ah!
Yoksunluğum yok...
Gün an, Yokluğunda
Gün, gece olduğu zaman,
Yoksunlukları izliyorum penceremden.
Görüp, yazıp, siliyorum sen görmeden.
Sadece bir yoksunluk kalıyor sana, ben...
Günan, Yoksun
Doğan güneşe dair sabah,
Sabaha dair toprak kokusu,
Toprak kokusuna dair yağmur
Yağmura dair ıslak saçların,
Islak saçlarına dair ten kokusu,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!