Gülümhan Tunger Şiirleri - Şair Gülümhan ...

Gülümhan Tunger

Rıhtım gecelerini bilir misin sevecen?
Hani martıların gün doğumlarını beklemeye gittiği,
Sessizliği sadece hoyrat dalgaların ve,
Cırcır böceklerinin bozduğu umarsız geceleri...
Balıkçı teknelerinin yan yana ama birbirinden habersiz,
Bir gelin edasıyla suda süzüldüğü,

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Alışılagelmiş öğretilere boyun eğmeyen ruhlar,
Bazen taşıdığı bedenlere sığamazlar ve
Özgürleşip dingin kalmak adına bedeni hırpalamayı göze alıp kenara çekilirlerdi.
Öze bak, resmet,seyret!!!
Sendeki sonsuzluğu, bütünün gücünü fark et...!

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Ruhunu köleliğe lâyık görenlerden olma!!!
Korkma! Sadece Sev!
Saf sevgi, ruhunu özgür bırakacak,
Tüm donanımlara sahiptir....

02.05.2019 12:00

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Sessizliğimi anlamayan sözlerimden uzak dursun, sözlerimden anlamayan sessizliğimde kendini bulsun!!!

04.07.2013 16:10

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Damarlarımda dolaşan bir zehrin
Panzehiri gibi geldiğin, iliklerime kadar
Her can atışında, nefes nefes hissettiğim.
Öylesine kurulmuş anason kokulu bir sofranın
Rakı beyazında seni bulmuşluğum ve en güzel sarhoşluğum.
Çıplak müzik notalarında dans eden isminin tınısı

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Renklere anlam yüklemece oynuyorum.
Sarı eğer hazansa,
Nar çiçeği rengi haylaz bir hovardanın kahkahasını barındırır kanımca.
Candan'ın da dediği gibi;
Nar çiçeğinden haylazım, gül dalından hovarda...

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Sana olan bu sevdam, bembeyaz bir sayfa

Kara sevda değdirip bırak karalamayalım.

Karşılık beklerken virân olan ruhlara

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Lisanı olmayan zamanın içerisinde kozmik ruhların tangosu gibi süzülüp giden nadide bir hasbihalin ev sahibiydik.
İyi ki yollarımız kesişmiş...

17:06.2018 23:30

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Vakitlerden akşam üstüyse,
En büyük sanatçı güneşi izlerim....
Çünkü!!!
Tam da o vakitte,
Vaktidir artık yaşamanın!!!
Vaktidir yeniden doğmalara gebe kalmanın...!!!

Devamını Oku
Gülümhan Tunger

Ben değişik bir çocuktum. Halam ve dedemin doğum günleri aynı gündü. Babam, halam ve dedem için , kestaneli pasta almıştı.Pasta küflü çıktığında, pastadan yiyemeyeceğim için değil, babamın mahçup tavrına üzülmüştüm. Ben aslında küçükken de güçlüydüm. 8 yaşında 29 harfi doğru kullanmayı öğrenmişim ki; ''Pastacı yanlışlıkla satmıştır, yarın tazesiyle değiştirir'' deyip, öfkenin gereksizliğini ispat etmiştim. Kimsenin derdi küflü çıkan pasta değildi artık, hepimiz mutluyduk, hepimiz gülümsüyorduk...Ben küçükken çocukça üzülemedim...Şimdi belkide bu yüzden çocukça üzülüp, büyükçe göz yaşı döküşlerim...Belkide ben hiç büyümedim ya da büyümeyi vaktinden çok önce öğrenmiştim...

Devamını Oku