Karanlık ufukların uzaklığı içimi acıtıyor...
Kürek çekmekten usanmış bededim...
Hani çare denilen güneş nereden doğuyor?
Yoksa aydınlık mı istemez gözlerim?
Sıcak ellerinin yokluğu yüreğimi dağlıyor...
Gökyüzünün maviye veda ettiği anlarda, inceden bir yalnızlık duygusu kaplar ya içimizi…
Ruh derinden sarsılır…
Hüzün bir başka eser koynumuza…
Mavi sular boğar bedenimizi…
Sessiz bir çığlık yankılanır etrafta…
Sarıyla coşar, siyahla susar…
Sabahın sessiz, sedasız serzenişlerinde, derinden derine bir yalnızlık sarar bedenimi... Güneş bir isyanın haykırışlarını yüzüne vurmak istercesine, mavi suları altına alır ve aydınlığa ulaşır. Zaten sorarım...! Hangi karanlık kalıcıdır? Hangi yalnızlık bir yok olmaktır...? Bak işte sandal oldum, kendimi aşmaya kürek çekiyorum... Bak işte kuş oldum, zevk ve sefanın özgürlüğüne kanat çırpıyorum...Sen ise karanlık tepelerin ardında, başını kuma gömmeye devam et... Gün doğumlarını umursamadan,karanlıklara batmaya,kendini mahkum et...!
Bak maviyle turuncu bana el sallıyor...Ben ise yitik ve mağrur yüreğimin kıyısından sessizce beklenen ufuklara dalıyorum...Ruhumu öylesine bir huzur kaplıyor k, yaşadığın huzursuzluk bile canımı acıtmıyor...Aldırmıyorum... İnadına yaşamaya, inadına sevdaya,inadına dünyaya, inadına hayata...GÜLÜP GEÇİYORUM...
Şu alemdeki dertler hep beni mi bulur?
Aşk denilen işkence acaba bu mudur?
Gözler yalan söylemez engelin gururmudur?
Etrafım cıvıl cıvıl benim yaram kalbimde.
Dalyanlara takılmış avare bir sevgiyle.
Kapanan kapıların ardından,
Bakakaldı yitik ve mağrur yüreğim...
Düşünüyorum...
Düşündükçe hüzün esiyor koynuma...
ÖZLÜYORUM...
Kilit ağır geliyor çocuk kalbime...
Bir başkadır Gölyazı...
Havası, suyu ve insanıyla...
Huzur bulursunuz daha ilk adımlarınızda...
Şirin halkı karşılar sizi,
Bir bardak demli çayıyla...
Sıcacık, mis gibi köy ekmeğinin kokusu,
Umudumuzu gölgede bırakan gerçekler vardır ya dayanılmaz olan…
Hüzün kokar sahildeki balıkçı ağları bile…
Esrarengizdir yalnız olmak…
Gün ışığıyla doğan umutları görebiliyorken,
Toprağın can verdiği yeşil yapraklı ağaçların gölgelerinde
Umutlarımızı yarına ertelemek…
Yaşanacak herşey bitmiştir o an
Son sözcükler söylenecektir
Dilinin döndüğünce, ayakta durabildiğince.
Issız, karanlık ve soğuktur sokaklar.
Ardına bakmadan çekip gitmek istersin.
Kalbine, ruhuna, ve hatta benliğine işleyen
O denli iç içeyiz
Ama neden bu kadar ayrıyız?
Kayıp gidiyorsun avuçlarımdan
Bir kuş misali gökyüzüne
Bakıp kalıyorum ardından
Gözyaşı dediğin nedir ki, akıp gider yanaklarından
Birde bakmışsın pembe gülücükler saçan
Bir insan olmuşsun...
Tıpkı gök gürültüsünün ardından yağmur yağdığı,
Yağmurun arkasından güneşin doğduğu gibi...



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!