Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu Şiirleri - Ş ...

Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

Her şey sıkıyor beni; herşey.
Mutluluk,iş,güç.
Şu an kaybolmak istiyorum
Kendi içimde.

Bir çember örüp etrafıma

Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

İçtiğim kahvenin tadında yaşarım aşkı
Gözümün gördüğü bulutta
Uçsuz bucaksız ova da
Bir şarkının son notasında

Günebakanların ihtişamında yaşarım aşkı

Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

Ümidim bitmeden
Gün gece demeden
Bir tasa razıyken
Biliyorum sırılsıklam olacağım
Sevgi selinden
Günü gelecek

Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

Deniz nasıl alışıksa kumsala
Kök nasıl alışıksa toprağa
Bende öyle alışığım sana

Çölün suya hasreti gibi
Göğün yere hasreti gibi

Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

Ay lütfen öyle kalsana
Bulut değmesin sana
Geceme kattığın ışıkla
Sonsuza kadar kalırım burada


Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

Kalbimin kapıları açık,
Çalan yok.
Sevgiye susadım,
Sulayan yok.
Pervane misali aradım,
Işığım yok.

Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

Hiç beklemediği bir anda esti
Ölüm rüzgarı.
Ömür ağacının son yapraklarıda
Döküldü bugün.
Uçuşurken sonsuzluğun kollarına;
Arkasında hiçbir umut tohumu bırakmadan

Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

..
Neler ettik sevgimize
Set çektik kendimize
İşlemiş içimize
Kazınmış yüreğimize
Vay halimize....

Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

Ne yazabilirim sana dair bilmiyorum ki? Hayattayken ne hissediyorsam,söylemiş içimde tutmamıştım.Her şeyi konuşabilen kaç kişi vardır bilmiyorum. En çok seninle otobüs seyahetlerini,bilmediğimiz sokaklarda saatlerce yürümeyi severdim. Sessiz gecelerde saatlerce balkonda oturup uzun uzun sohbet ederdik.Bir türlü anlam veremezdin insanların neden böyle davrandığına.İçinde kötülük yoktu ki,sen nasılsan herkes öyle olsun istedirdin, ama malesef olduramadın.Ve hepte anlamsız yere kendini suçlardın; o kadar hassas,o kadar duygusal.
O gülen, yeşil gözlerini son kez açık görmek isterdim. Aslında istemezdim.
En son seni Mudanya iskelesinde geride bırakmıştım.İlla karnımı doyurmak istemiştin, yolda inip poğaça almaya kalkmıştın.Kıyamazdın ki.42 yaşında da olsam senin küçük kızındım. Son defa sarıldığımı bilmeden; iki kere sıkı sıkı sarılmış,boynundan öpüp kokunu her zaman ki gibi içime hapsetmiştim.Arkamı dönüp el sallamıştım.Gözlerinde üzüntü yoktu, tam tersi mutlu; ışıl ışıldı. Zamansız bir zamanda sevdiğini karşısında bulmanın mutluluğu vardı.Çünkü gene süpriz yapmış hiç beklemediğiniz bir anda iki günlüğüne kapınızda bitivermiştim.
Eğer o hastane odasında görseydim gözlerini biliyorum ki mat bir yeşil olucaktı.
“Köhne İskele” şiirimde yazdığım gibi; en son bir iskelede bırakmıştım seni.Ama bizim iskelemiz ne köhne ne de şehrimiz silikti.Bana her zaman güç veren güneş ışığı parlıyordu,mis gibi deniz kokusu, gökyüzünde martılar...
Mudanya’ya giderken babannemim mezarlığı gözüküyordu köyünüzle birlikte. Hayıflanmıştım -bir türlü ziyaret edemedim babannemi- diye.Hayat öyle bir şey yaptı ki bana; sen şimdi orada yatıyorsun ve ben hem seni hem babannemi ziyaret edicem.

Devamını Oku
Gülşah Süder Uzunmehmetoğlu

Eski bir şarkı değdi kulaklarıma
Doyasıya güldüğüm yıllardan hatıra
Gece yarısı ayla sarmaş dolaş sokaklarda
Gençliğin verdiği o hazla
Söylerdik bağıra bağıra
Şarkı hala aklımda ama

Devamını Oku