Bak artık yine sensiz kaldım, İstemsizce toparlanmış giderken güneş,
En çok sevdiğim çiçektir papatyalar...
Bir gün ölüm geldiğinde
Papatyaların suyundan yıkayın beni,
Kokusu benimle birlikte,
Toprağa sinsin bedenimle
Unutulmayalım hiçbir zaman
Sığmadı,
Sığmayan sığdıramadığım,
Senin sevgini şimdi.
Yüreğimden taşıyor ya,
Sabahın şafağı fazilet vaktidir,
Fark ettin mi ömür geçkin,
Aç kolların kaldır göğe,
Acıyı da tattım sevgiyi de,
Sevilmeyi de hissetmek güzeldi.
Sevmemek kadar nefreti de gördüm.
Ağlamayı dibine kadar yaşarken yüreğimde,
Gülmekten karnıma ağrıların girdiğini de hissettim.
Karanlığın kollarında sönmüş mumlar,
Dağılmış saçlarım ak göğsüne,
Akşamdan biraz sarhoş kalmışım,
Yarım kalmış aşk kokan kadehler,
Bir gülüşün kalmış aklımda,
Berrak bir nehir gibi,
Uzaklara akarken hislerim,
Karayel yemiş kar gibi, Bakışlarında eridim,
Yüreğimi vuslat eyledi,
Hüznün ve sevginin adı,
"On Kasım"
Ülkeyi yasa boğan mavi gözlü Dev Adam,
Ülken karalar bağlamış,
Senin için kara yasta. Meşaleler ışık vermiyor,
Gülümsetemediğin'iz insanların ölümüne yas mı?
Tutacaksınız bu kazalar neden oluyor acaba?
Bunu bir araştırmak gerekir diye, düşünüyorum!
Yazık oldu bunca canlara
Gülüşünle Başlar
Şimdi nerelerdesin, hangi akşamın düşünde,




-
Erhan Tığlı
Tüm YorumlarGüzel şiirlriniz hep sürsün, yüzünüz de daima gülsün.