Handan,hamamdan geçtik
Gün ışığındaki hissemize razıydık
Saadetinden geçtik
Ümidine razıydık
Hiçbirini bulamadık
Kendimize hüzünler icadettik
Avunamadık
Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı:
Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Kara sevdalı birer aşıktı.
Bir hayalet gibi dünya güzeli
Devamını Oku
Gece şehrin kapısından çıktı:
Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Kara sevdalı birer aşıktı.
Bir hayalet gibi dünya güzeli
Orhan Veli şiirleri yaşamı sade, özlü ve samimi bir şekilde ifade eder. Bu sanata, bu şiire hayran olmamak elde değil.Nur içinde yatsın.
İşte size etkileyici bir durum şiiri. Hayatın içindeki yerinizi, kendinizi algılayışınızı böyle anlatabilmek, başkalarına aynı kuvvetle duyumsatabilmek için herhalde yüzlerce sayfalık roman yazmanız gerekirdi.
İşte sözcükler, zorlanmıyorlar. Demek istediklerini demek için can çekişircesine kıvranmıyorlar. Sadece en etkili olacak biçimde biraraya geliyor ve kalbinize işliyorlar. Kısacık bir anda. Aşkta ilk göz teması gibi. Siz daha ne olup bittiğini anlamadan duygular yerine oturmuştur.
Orhan Veli' yi sevmemek ve ondan etkilenmemek benim elimde değil.
Gencecik yaşta yaşama veda.
Bize sunulan yaşamın kıymetini iyi bilmeli.
Üstad için yorum yerine hayatını kopyaladım.
1914-1950
HAYATI
İstanbul'da doğmuştur (1914) . Cumhurbaşkanlığı Bando Heyeti şeflerinden Veli Kanık'ın oğludur. İlk öğrenimini Galatasaray Lisesi'nin ilk kısmında yapmış, dördüncü sınıfı burada tamamlamış (1925) , ilkokulu Ankara'ya gittikleri için Gazi İlkokulu'nda bitirmiştir (1926) . Daha sonra Ankara Erkek Lisesi'ne yatılı girmiş, burayı bitirdikten sonra (1933) İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girmiştir. Ancak Fakülte'yi bitirmeden Ankara'ya dönmüş (1936) , PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Nizamlar Bürosu'na memur olarak girmiştir. Daha sonra askere gitmiş (1942-1944) , terhis olunca da Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'na girmiştir. Reşat Şemsettin Sirer'in Milli Eğitim Bakanlığı'na getirilmesi üzerine, Bakanlığa egemen olan 'tutucu havaya uyamayacağını anlayarak' görevinden istifa eder. Türk yazınında olduğu kadar dönemin düşünce yaşamında da önemli yeri ve etkisi olan Yaprak dergisini yayımlamaya başlamış (1 Ocak 1949) ,28 sayı çıkarmıştır. Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday'la birlikte, Nâzım Hikmet'in serbest bırakılması için üç gün açlık grevi yapmış (1950) , eylem geniş yankı uyandırmıştır.
Ankara'da bir gece sokakta Belediye'nin açtırdığı bir çukura düşmüş, başından yaralanmış (10 Kasım 1950) , iki gün sonra da İstanbul'a gitmiştir. İstanbul'da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirmiş, hastaneye kaldırılmıştır (14 Kasım 1950) . Alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edilmiş, ancak sonradan beyin kanaması geçirdiği anlaşılmıştır. Aynı gün akşama doğru komaya giren Orhan Veli, geceleyin saat 23.20'de hayata gözlerini yummuştur (14 Kasım 1950) .
36 yaşında, en verimli çağında ölen Orhan Veli, özgeçmişini, şiirine içselleşmiş olan humour'uyla şöyle özetlemiştir: '1914'te doğdum.1 yaşında kurbağadan korktum.9 yaşında okumaya,10 yaşında yazmaya merak sardım.13'te Oktay Rıfat'ı,16'da Melih Cevdet'i tanıdım.17 yaşında bara gittim.18'de rakıya başladım.19'dan sonra avarelik devrim başlar.20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim.25'te başımdan bir otomobil kazası geçti. Çok aşık oldum. Hiç evlenmedim, şimdi askerim'.
Yazın Yaşamı
Orhan Veli'nin edebiyata ilgisi daha ilkokul sıralarında başlamış, lise öğrencisiyken Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday ile arkadaş olmuş, bu dostluk Türk şiirinde bir dönemin başlangıcını oluşturmuştur. Lise sıralarında öğretmenleri olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Rıfkı Melul Meriç, Halil Vedat Fıratlı ve Yahya Saim Sinanoğlu'nun yakın ilgisini görmüştür. Lisede Oktay Rıfat ve Melih Cevdet'le Sesimiz diye bir dergi çıkarmıştır. Orhan Veli, daha ilk okul beşinci sınıfta iken yazmaya başlamış, ilk öyküsü, eski yazıyla yayımlanan Çocuk Dünyası adlı dergide çıkmıştır. Orhan Veli'nin düzyazıdan şiire dönmesinde, kendisinden iki sınıf önde olan Hıfzı Oğuz Bekata'nın etkisi olduğunu bildirmektedir kardeşi Adnan Veli. Kanık'ın ilk şiirleri Nahit Sırrı Örik'in teşvikiyle Varlık dergisinde yayımlanmış, şair bu şiirlerin bazıların Mehmet Ali Sel imzasını kullanmıştır. Kanık, dönemin İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, İnkılâpçı Gençlik gibi dergilerinde de yazmıştır (1936-1942) .
Orhan Veli, Moliere'den Rimbaud'ya La Fontaine'den Musset'ye uzanan bir çok da çeviri yapmıştır.
(Kaynak: Kültür Bakanlığı)
Saygılar.....
üsdat orhan veli artık seni örnek alıyorum kısa sözle çok şey anlatma sanatı.kısa şiirler en güzeli bence.
bu şiirinde diğerleri gibi mükemmel.harika.
bu dünya hala fakirlere çalışmıyor o zamanda öyleydi peki yarın ne olacak yine aynı demek ki bu ve bu şiirin arkadaşları hep okundukça anlanacak insanı ne güzel anlatmış zamanın içinde ççok güzel ve anlamlı bir şiir anlamak isteyene
şiir zevkimi dedinin sizin yani öyle mi sanırım standapçısınız 2 :)
(Aşağıdaki yorumunuzu sildiğiniz de bana da heber verin de ben de sileyim Sn Harwardlı. Çamur atıp kaçmayın söylediklerinizin arkasında durun.)
Bir birinize ahkam kesmeyi bırakın şiir zevkimizin de içine etmeyin.
İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Orhan Veli, Şu zamanda bu tatta bu anlamda bu yalınlıkta bu özgünlükte şiirler yazabilen biri varsa kendini göstersin. Edebiyat dünyası onu ikinci Orhan Veli yapmaya hazır...
Mekanı Cennet olsun....
adamın şiir yazmaya ihtiyacı olmamış.
çokkkkkkkkkkk güzelllllllllll
Bu şiir ile ilgili 51 tane yorum bulunmakta