gün gelir
günü gelir
gelirsin belki...
olmaz deme olur belki..
yağmur damlası nasıl düşerse yeşil yaprağa
Kalemim fırça, kağıt tual oldu
Aşkı çizdim aşkı boyadım ben
Yalnızlığın rengine
Sesime ses veren olmadı, bilen olmadı halimi
Hayalet gemiler bile uğramaz oldu bu sığ şehre
Kimi bekliyoruz ki daha, kimse gelmeyecek
Ne çok hatıram var seninle ilintili
Silmişimde hafızamdan her şeyi
Hatta kendimi…
Bir seni başaramadım silmeyi
Unutmak zor derlerdi inanmazdım
taşıdığım kadar varsın
kalbim atmaya çalıştıkca seni her an
damarlarımda dolaştığın kadarsın
ne eksik kalır en büyük aşklardan
ne öldürür
ne oldurur yalnızlık kadar...
mecnunu olmakta yetmiyormuş aşkın
leylaya kavuşmakta...
şimdi anlıyorum kuşların özlemini kafeste
adını andıkça aldığım her nefeste
bıraktığım izler siliniyor...
Yapraksız bir ağaçtım ben kurumaya yüz tutmuş
Islattın beni sırılsıklam
Acılara ürkekti yüreğim yalnızlığa korkak
Sen yağmurlu günlerimin kadınıydın
Sana yürüyordum yalınayak…
Gözlerine baktıkça
hayalin bile yerini doldurmuyor
anlatmıyor
anımsatmıyor seni
herşeyin bir karşılığı var
bir senin yok
yüreğime dokunuyordu
bakışların aklımı başımdan alıyordu
yolunu kaybetmiş kuşlar gibi
sığınacak durgun bir liman arıyordu
göç yolunda...
zoraki yaşamların içinde,
zoraki gülümsemelerle
günleri birer birer devirmek..
saatler son hızla geçsede gece olsa
perdeler çekilse tüm zorakilere
hiç sabah olmasa..
Gelmesen bir gün
Bir gün kokunu duymasam
Ogün gelmeden öleyim
Ve senin elinden olsun ölümüm
Başucumda olmasın
merhaba sayın sarı ben sivas cumhuriyet üniversitesi güven tanışıyormuyuz