İlk işimiz kabristan ziyareti olsun
Yüzler gülsün, gönüller hoş olsun
Evlerimiz sevgiyle çoşsun
Şeker bayramımız mübarek olsun
Ana kucağı gibisin Aziz İstanbul, sıcak ve şefkatli
Dilsizdir söyleşilerin, anlatmaya kelimeler yetmez
Yüreğimde sızım, tarifi imkansızım
Cılız kalmış kelimelerim ve aykırı düşlerim gibisin
O heybetli duruşun ve mağrur edanla beni mest ediyorsun
Her anne kadar bağrın yanık ve bir o kadar dik duruşlum
Karanlıktan korkmuş sığınmış bir kuytuya
Elleriyle kapatmış gözlerini, ağlaması dönmüş uğultuya
O şefkatli kucağı arıyor, ihtiyacı var korunmaya
O da şımarmak istiyor tüm çocuklar gibi
İçimde bir çocuk ağlıyor vardır bir sebebi
Öyle sensizim ki bilemezsin canım annem
Öyle çaresiz, öyle kırgın
Öyle yorgun, öyle bitkinim ki
Haksızlıklar nasıl canımı yakıyor bir bilsen
Yüzümdeki hüznü gizlemiyorum artık
Hayatta tutunacak sağlam dal bırakmadılar
Doğduğumuz günden beri
Durmadan bir şeylerle yarışırız
Öncelikle, zamanla yarışırız
Olur olmaz her şeye karışırız
Hep birilerinden önde olmaktır amacımız
Oysa ne bir eksik, ne bir fazlayız
Kalp kırma tamiri zor
İyilği kamile sor
Bilgiyi alime sor
Kötülüğü zalime sor
Kırma insanların umudunu, içine düşmesin kor
Yalnızlıktan söz edin bana
Ne de olsa yalın bir kelime
Bir başına kalabalıklara doğmuyor mu insan?
Ağlarken yalnız ağlanmıyor mu sanki
Ve de tek başına ölmüyor mu en sonunda
Kalabalıklar seni omuzlarında getirip
Ateşlerde yansam da
Boynu bükük kalsam da
Uçurum kenarında olsam da
Ben beni bıraksam da
Sen beni bırakma Tanrım
On kere söyledim olmadı
Son kere söylüyorum
Bu iş böyle yürümez, biliyorum
İsmini hafızamdan şu saniye siliyorum
On kere söyledim olmadı
Toprağımsın, ilimsin
Dokuduğum kilimsin
Tarihimsin, bilimsin
Canımsın sen Türkiyem
Yaylaların serindir



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!