Funda Kocaevli Şiirleri - Şair Funda Ko ...

Funda Kocaevli

Senin de başrolde oynadığın bir cehenneme düştüm sevgili. Karanlığın en zifirisinde bekletiyorum ruhumu. Araf’a açılan pencerede sabahlıyorum çoğu zaman. Uykusuz gecelerin ardından sahte bir "Günaydın" savuruyorum dünyaya. Kimse bilmiyor ki, gündüzlerimin en az gecelerim kadar siyah olduğunu...

Biri çıkıp " Geceler melankoliktir" diyor. Ben ise; gecelerin karanlığında mutlu, gündüzleri senin karanlığının azabında olduğumu saklıyorum. Bahanesiz ama saklıyorum işte...

Kimse görmesin, bilmesin...

Devamını Oku
Funda Kocaevli

Zorla sevemiyor insan, ya da saklayamıyor kırgınlığını. Sadece konuşmuş olmak için de, sarf edilmiyor zamanı gelmiş bir kaç kelime. "Seni" yazıp bırakamıyorsun mesela. Ardından "seviyorum" ya da "özledim" koşup yakalamak istiyor. Zorla özletemiyorsun kendini ya da birini özleyemiyorsun. Sorarlarsa, çocukların masum bakışlarını takınarak "özledin mi, sevdin mi? " diye, ne susabiliyorsun ne de gözlerine dalıp cevap verebiliyorsun. Kaçak göz darbelerinin arasına sıkışmış, bir kaç sessiz kelime yuvarlanıyor dudaklardan.
O an anlıyorsun ki; zorla olmuyor aşk!

Aşka bahaneler bulabiliyorsan, ya gerçekten yakalanıyorsun ona, ya da kaçıyorsun. Sevmek için üç günü olan kelebeği, avucunda tutamıyorsan, ölüyorsun demektir bana göre. Çünkü aşk, kelebek kanadı gibi rengârenktir.

Sevmek için neden aramıyorsan, bir tebessüm için gidebiliyorsan başka bir şehre, kaybolabiliyorsan zambak kadar yabani bir çiçeğin gölgesinde ve konuşmadan saatlerce onun kokusunu duyduğunu sanarak hayal kurabiliyorsan, âşıksın demektir…

Devamını Oku
Funda Kocaevli

Yazdılar!
Her şeyi yazdılar eni konu.
Anlattılar seni, beni...
Sokakları anlattılar.
Bastığımız taşların ağzından,
Laf almaya çalıştılar.

Devamını Oku
Funda Kocaevli

Uzun mu sürer kısa mı kestiremiyorum hüznün insanı terketmesi ama her yaranın ilacı vardır. Şairler durmadan yazar "yaralarımı sensizken saramıyorum" diye. Hepsi beceriksizlikten ibaret bence.

Ben de yazmışımdır, hatta yazdım da ihaneti ve acıyı. "Her gelen, yüreğinin başka köşesini çizer" de dedim.

Evet, dedim :)

Devamını Oku
Funda Kocaevli

“Yağmurlu bir sabah başladı buralarda ve yine sen yoksun. Zor geldi sensizlik, yağmurdan olsa gerek. Bir damla çiselediğini görsem, hemen hatırıma geliyor ne kadar sevdiğin.
Ne vardı ki; yağmurlu sabahları unutup, senden gidecek kadar?
Her şey yerli yerinde. Sokaklar yine boş sabahın ilk ışıklarında. Hatta sokağın ilerisinden bir araba alarmı sesi yükseldi az önce. Pazar gününün dinginliğine meydan okumanın yanında, bir de varlığını hatırlatıyor sanki canhıraş kavgaların.
“Kasım sabahı” diyorlar bu sabahlara. Aşk, yağmur, melankoli kokarmış. Bana göre bir de sensizlik kokuyor…
“Kasım’da aşk başkadır” diyorlar ya, asıl sensizlik başka Kasım’da!
Yağmur da başka!

Devamını Oku
Funda Kocaevli

Küçük bir kızdım ben.
İçimde kelebekler gibi
Renkli düşler,
Gözlerimde
Salkım saçak duvara vurmuş
Erguvan gölgeleri,

Devamını Oku
Funda Kocaevli

Üşüdüm evet. Katilime, öldürmek için hazır olduğumu söyleyişim geldi hatrıma. Yeniden anılar canlandı. Yeniden bıçağı elimde buldum.

Kavrulan bir Ağustos akşamında, buz gibi aktı içime cümleler. Üşüdüm evet. Sevmediğim halim geldi hatrıma. Hissetmeyen, sevmeyen ve hatta özlemeyen bir kadındı o. Şimdi...

Şimdi ise, neyse...

Devamını Oku
Funda Kocaevli

Yalanladılar bizi
Esamemiz kalmadı kaldırım taşlarında
Eğreti hasretlerin kucağına bıraktılar
Hiçbir zaman
Sahiplenilmeyen bir aşkın
Kahramanları yaptılar

Devamını Oku
Funda Kocaevli

Çığlık çığlığa karşıladık hayatlarımızı. İlk kelimemiz, ilk seslenişlerimiz, belki ilk anne deyişimiz. Hayat sürüp giderken sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi anlatmayı öğrendik çığlıklarımızla. Bazen öyle kaptırdık ki kendimizi fısıltılarımızda bile çığlıklar kapladı her heceyi. Şarkı söyledik hayata, aşklara, ayrılıklara ve ölümlere. Allah’a dualar ettik çığlık çığlığa, ya da insanlığa beddualar. Yalvarışlarımız oldu sevgiliye affet beni ya da gitme ne olur diye. Ulaşamadık, isyan ettik her şeye. Kırdık, kırıldık çığlıklar yüzünden.


Bir dağ başında olabildiğince yüksek sesle haykırdık gizli kalmış sevdalarımızı. Saklı duygularımızı döktük sayfalara, okundu her bir kelimesi yüksek seslerle. Bize yasak olanlara sahip olabilir miyiz diye çaldık kapıları. Aşk dilendik, yüzsüzce merhamet istedik. Günahlarımızı aldık sırtımıza, huzura çıktık. Affedilmeyi istedik çığlık atarak.


Devamını Oku
Funda Kocaevli

İçimdeki seli durduramıyorum bir türlü. Zamana inat, gelip geçmeden iyice yerleşiyor sanki. Öfkeyle özlem karıştı birbirine ve ben ilk kez ayırdına varamıyorum gün ve gecenin. Kızıl günün ortasında, nasıl da kapkara oluyor yüzler. “Yüreklerin arka kapısı açık mı? Neden ışık sızmıyor içeri?” diye saçma sorular arasında debelenirken buluyorum kendimi.

Dudaklarımı aralasam, hangi renk olduğunu kestiremediğim bir öfke fışkıracak dilimden. Alacalı, karanlık ve çok gürültülü bu aralar yüreğim. Ondandır, susmayı tercih edişim.

Öyle zor ki, sana susmak!
Bu kadar çok konuşulacak şey varken üstelik öylece susup, küsüp gitmeleri bıraktın bana.

Devamını Oku