Teyyare eski dilde uçak demektir. Bunu biliyor muydunuz? Günümüzde artık pek kullanılmıyor bu sözcük. Yerine Türkçe olan uçak sözcüğünü kullanıyoruz.
Göklerde uçan Teyyarenin adını Türkçeleştirdik ama bir güzel böcek var ki, adını değiştiremedik. Teyyare böceği diyoruz ona hâlâ. Helikopter sineği ya da yusufçuk da diyorlar ona. Helikokter bu böcekten esinlenerek icat edilmiş.
Kaç gözü varmış bilin bakalın bu böceğin? Tahmin edin… üç mü, beş mi, on mu? Çıkın çıkın… Yirmi mi? “Yok daha neler. Yirmi gözü olur mu hiç bir böceğin? ” demeyin. Yirmi değiş, ell değil, yüz değil tastamam elli altı bin gözü var. Gözleri iyi görmemeye başlasa da gözlük almaya kalsa, yandı babası.
O kadar gözlüğe para mı dayanır?
Gözlerinize bakınca gökleri gördüm
gökleri, engin denizleri gördüm
orada doğuyordu güneş, orada batıyordu ay
gözlerinize bakınca sizi gördüm.
Saçlarınıza bakınca başakları gördüm
Bir sihirbaz tanıdım
bakışlarından
Kuşlar çıkarır, gülüşlerinden…
Kuşlar
uçurur şiirlerinden
Bir sihirbaz
NASRETTİNCİK İLE
UÇAN SIPASI KARAKAÇANCIK UZAYDA
Çocuklarımızın hayal dünyasını geliştirmek için düşsel öyküler.
KARAKAÇANCIK’IN DOĞUŞU
O sabah Nasrettin Hocanın oğlu Nasrettincik için farklı bir sabahtı. Ona göre belki de dünyanın en güzel sabahıydı. Çünkü artık bir sıpası olacaktı.
20. Çocuk Oyunu
En Çürük Elma Kimin?
1 Eylül Dünya Barış Günü için
15-21 Mart Tüketiciler Haftası için
Yazan Fev
ACEMİ SİHİRBAZ
Yazan: Fevzi Günenç
Arkadaşlar, ben buraya monolog anlatmak için çıkmadım. Eğer sizi güldürmemi bekliyorsanız havanızı alırsınız. Ben bir sihirbazım.
Ne yazık ki benim bir sihirbaz olduğuma kimse inanmıyor. Şimdi size bir gösteri yapacağım. Lütfen siz inanın. Sihirbaz olduğumu söyleyin.
“Aferin,” deyin bana. Bütün istediğim bu. Bir aferincik. O kadar zor mu bunu söylemek?
Şimdi dikkatle izleyin beni. Bakın ne yaman sihirbazmışım; görün, anlayın.
045
Çok okur az yazardı, yazarsa da uz yazardı Vedat Kutlar
Edebiyatçı olmam konusunda günahıma girenlerden biri de Vedat Kutlar ağabeyimdir. Onu bir zamanlar tek sayfa halinde yayımlanan Işık Gazetesinin loş matbaasında tanıdım. Kör Muhtar, Malamaç Kemal, Godduro Cövdet kendisiyle çalışırdı.
Yanında çalışanların hiç birisine işçi muamelesi yapmazdı. Yediği yemeğe ortak ederdi onları. İçtikleri şaraba da ortak olurdu emekçileri. Kimi zaman işçileri kendisini öylesine sert eleştirirdi ki, şaşar kalırdım. “Patron kim burada? ” diye düşünmekten kendimi alamazdım. Ama o hiç karşı çıkmazdı bu eleştirilere. “Haklısınız ağam…” derdi hep.
Ben ilk gençlik yıllarımı yaşıyordum, merakla matbaadan içeriye ilk girdiğim yıllarda. Güler yüzle karşılamıştı beni. Sonraları sıkça gittim Karagöz Camisinin karşısındaki Işık Gazetesi ile matbaasına. Her seferinde güleç yüzle karşıladı beni Vedat Kutlar.
08. Çocuk Oyunu
AFERİN SİZE, AFERİN!
Kütüphanecilik Haftası için
Yazan: FEV
KİŞİLER?
'Leyleklerin iki vatanı vardır. Soğuklar bastırınca
sıcak ülkedeki vatanlarına, o vatanda bıraktıkları
eski yuvalarına dönerler. Peki binlerce KM
uzaklığı aşarak bıraktıkları yuvalarını tekrar nasıl
bulabilirler? Şöyle: Leyleklerin vücudunda bir tür
pusula vardır. O pusula kendilerine yol gösterir'
Daha doyamamışken kendisi
mavi gözlü maarif müfettişine
Can Yücel’i de aldı felek
Bakın şunun işine.
Tanrım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!