KAĞITTAN GEMİLER
Kağıttan gemilerle deryalar aştım
Islah olmadı bu gönlüm derde bulaştım
Mecnun gibi çölden çöle dolaştım
Bir leyla uğruna yordular beni
Dünyaya geldiğim, ilk günden Başladım ben kaybetmeye,
Doğduğum gün,
Anne karnının
O muhteşem sıcaklığını kaybettim,
Dünyaya geldiğim ilk günden başladım ben kaybetmeye.
Doğduğum an, anne karnının o muhteşem sıcaklığını yitirdim.
Ki o günden beri, doğru dürüst ısındığım da söylenemez...
Ama yeryüzünün en muhteşem insanını kazandım:
Bir annem olmuştu artık.
Yokluktan gelen bir ırkın
Varisiyiz bu vatanda,
Yaşayanda bilir hakkı
Kara toprakta yatanda,
Kadir kıymet bilmeyenler
Kulak verin sözlerime,
Bir avuç lanetli kavim
Cihana ateş saldı,
Barış hak hukuk diyenler
Rehâvet içine daldı,
Yeryüzü kan ağlıyor
Toprak gözyaşı doldu,
Kahverengi çömlek bir saksıdaki,
Küçücük bir papatyanın,
Yeryüzünü, gökyüzünü,
Ve o ışık saçan gözleri ile Gördüğü herşeyi,
Koskocaman ve tozpembe görmesi idi,
Kurak toprakların kızı,
"Sevme!" demedim mi sana beni?
Ben maviyim, ben yeşilim;
Sen her daim hazan iken
Ben dört mevsimin birisiyim.
KÜSTÜM
Fevzi Emir Yılmaz
Saksıda bırakıp bir gonca gülü,
Kurutur misali gittin ya benden;
İstemem, bir haber bile gelmesin senden,
Gönlümde köşe kapmaca oynuyorsun, ey yâr.
Seni aklımdan kovsam, kalbime giriyorsun;
Kalbimden kovsam, aklıma sığınıyorsun.
Öyle bir aşk var ki sende,
Gönüle sığmıyorsun...
Talih mi, baht mı,
Kader mi desem?
Hangisi soldurdu içimde seni?
Yüzümde çizgiler, gönlümde hüzün…
Kayboldu gençliğim, andıkça seni.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!