Gız anam, gız bacım
Sacıyah sacıyah sacdan yücedür
Gız anam, gız bacım
Evinizde galduğum bir bu gecedür
Eyildim eteğimi çaldım belime
Ayrıluh yolunu aldım elime
..
Yanlış zaman doğdum aylardan mart
Büyüdüm doyasıya babam yok oldu
Kendime gelmiştim anam hasta olmuştu
Gülmedi ki yüzüm anam kucakta öldü
Soğuk hava boş ev ısınmıyor kucakta
Ayaz var dışarıda yanlız kaldım dışarda
..
Gazetede gördüm ilanı sahibinden kiralık aşk varmış
Peşinat yok depozito istemezmiş hem de sahibinden
Hani gülüm kalbinin süresiz kiracısıydım ilk elden
Gecikse de gönül kiram umursamazdın ne oldu birden...
Olur derdin hep sorunlar kiracıyla ev sahibi arasında
Gönül koymazdın öyle sevda borcum varsın olsun
..
Nolmuş kardaş bizim ele
Eski yurda benzemiyor
Bir ev orda bir ev burda
Küsmüşe benziyor kardaş
Üç beş yaşlı kalmış burda
Hani benim gençlik nerde
..
Nede güzel ismi var ıslak mendil
Bir o kadarda yaptığı işler çok
Her yerde kullan vücut temizliği
Çocuk temizliği ev temizliği genel
İcat edenden Hüda razı olsun
Arabanı temizle alet edevatını
..
Senin için bir ev yaptırdım.
Aslında bu ev ikimiz için.
İçinde mobilya gibi şeyler yok
Belki çok lüks değil ama
Dünyanın en renkli, en huzurlu
Ve en sıcak yuvası.
Adresi nerede mi?
..
Yaniyorum,yaniyorum,anam,babam,kardaslarim
VATAN imin tasina topragina hastayim
Yillar önce bir ev alabilmek icin senden ayrildim
Hersene gelmeye calistim sana uzak kalmadim.
Özlemin cok hangisine yanayim bilemem
Senin hasretin yetiyor baska istemem
..
Küçük bir ev istiyorum ben,
Kırmızı koltukları olan.
Huzurlu bir ev istiyorum ben,
İçinde sevgi olan, saygı olan.
Minik bir kedi istiyorum ben,
Sarı uzun tüyleri olan.
..
Şimdi bedenimde ki tüm ağrılar,
Kalbimin bana mirası.
Aşk ruhumun ev sahibi,
Sancılar, gecikmeyen kirası.
..
Küçük servetini aptallara ve delilere
Bir ev yapılsın diye bağışladı.
Bir tek alayla kanıtladı
Bunun en çok bu ulusa gerekliliğini.
..
O yolun sonun da ki,
Ev değil miydi sizin olan?
Hani sadece önünden geçsem,
İçime bahar kelebekleri dolan.
..
Parçalı bulutlu gözlerinde aylak bir kuş gibi gezinen şaşkın bakışlarımı yahut kulağına bir pamuk gibi tıkanan şu anlamsız gürültü kalabalığı içinde kendi sesine tutunmuş aciz ruhumu bul. Kayıp bir kayıp aranıyor ilanına sinmiş ürkekliğimi dışlayan tüm anları sil at. Korkuyorum. Korkularım tenine benzer bir aroma kokuyor. Bul beni. Tadı geçmiş bir sakız gibi amaçsızca ve acımasızca çiğnenirken onurum düz tabanlıların altında, siktirboktan bir arkadaşın ev hediyesi diye aldığı o çin malı süs eşyası gibi evin toz tutmuş bir köşesinde içimde taze bir umutla bekliyorum seni. Belki o bakir ellerin değer yitikliğime, belki o tanrısal sesin. Bakarsın o tarifi zor olan gülümsemen saçlarıma dolanır serkeş bir rüzgar gibi. Uzak yolların yorgunluğunu diz kapaklarının altına hapsetmiş bir derviş gibi, aslında hiç bir boktan da anlayamamış bir dangalaklıkla belki adına bir çok salağın aşk dediği o garip hisleri bastırıp ciğerlerime, tükenmişler namına çıksam karşına, bakışlarının hedefi olur mu tenim. Hani o musalla taşı kadar soğuk bir taşın altına saklanmış kertenkele gibi, her seferinde sanki kuyruğumu bırakır gibi bırakıyorum kalbimi ve kaçıyorum yalana yakın sevişmelerin arasından. Bir kaçağın memleketi olmaz. Öyle ise azat et beni bularak, kendine hapsederek. Kurtar bu çelimsiz kaslarımın sardığı bedenimden gerçekliğimi. Farz et pantolonun cebinde unuttuğun ve daha sonradan hiç hesapta yokken bulduğun para gibi mutlu edeceğim seni. Farz et o hiç tanımadığın sokaklardan telaş içinde geçerken tanıdık bir mekan gibi güven vereceğim sana. Farz et annenden yadigar kalan küpenin kaybolan tekini bulman gibi huzur vereceğim sana. Gel bul beni ne olur. Hem ne olur ki? Senin yüzünden senin yüzünde tüm yıldızlı geceler. Öyle ise adına gece denen bu renksiz zamanlarda yıldızlar dökülsün gök yüzünden çünkü tüm geçerli dinlerde haram denir böylesi bir sahteciliğe. Gel sen beni bul yada en azından ara, merak etme ben çıkarım hemen karşına.
..
Sevgi bütün kalplerde gül gibi
Asla söylenen sözler taş değil,
Sorar gülen çehreleri tül gibi
Huzur damlar gözlerden yaş değil.
Sılaya doğru giden yol gibi,
Her gün umutla doğan hal gibi,
..
Güneş hanesi elma
O gök ev gaybi kalma
El o le ap’ı da ma
Der aple garpte olma
Ev Köroğlu saturun
Jüpiter ulu torun
..
Bekledi emine ama yoktu osman kızı aldï eve girdi dısarıda bekleyemezdi komşularına yalan söylemiştı.Esması iyiyce huzursuzlanmısti surekli babasnı soraya başlamıştı
.Çaresizlik ne zor bir sey dedi kendi kendine Allahım ne yapacağm düşündü kimden yardım isteyebilirdiki ah osman ah dedi defalarca telefon almasını söylemişti emine ama osman bakarız eminem diye sürekli ertelemişti Songül ablası aklına geldi en sakin soğukkanlıoydu bilrdi ev telefonudan aradı ablasını aradı anlattı olan biteni kapattı emne teleonu blası geleceğini söylemişti evey ablam yardım edr bana biraz sanki rahatladı ailesinden başkasına söyleyemezdi kimseyi telaşlandırmak isteedi annesi babası hastaydı zaten..
Baktı esmasına sürekli cama bakıyor aslinda biraz yaramaz bir çocuktu esma ama bügun hic konusmamıstı sadece babasını soruyrdu.acıdı kızına sarildı sımşıkı kuzusuna ağlıyordu emine ablası gelse artık esmasıni zorlada olsa doyurdu uyu biraz kuzum baban gelince kalkarsin esma gelecek demi anne gelecek kızïm uyuttu guzel kızını biraz kendide uzandı kulağı kapı zilinde yorulmuştu gözkapakları ağırlaştı.
..
Gerektir cennete, tende can gibi
Gerektir cennete, tende kan gibi
Insanlar olmasa cenneti bo? ev
Gerektir cennete, büyük han gibi
..
İkimiz kalalım bu ev de,
Sadece bizden anılar olsun her karede.
Misafir kabul edeyim deme sakın!
Kapıları kapat ayaz var bu gece!
..
Erzurum ‘lu der ki; ‘Pıhart, çıhıram…
Dar dünyada ben evsiz mi galiram? ..
Toto vurdi, ben de bir ev aliram,
Başan parçalansın evin itoğlit…’
Trabzon ‘lu der ki; ‘Öıkayrum itmaaa…
Ne vuriysun tekmalari cotume…
..
Fırında çam yanar gökten is yağar,
Karaya boyanır elbise halı…
Cahilin dumanı insanı boğar,
Ev zindana döner olsa da yalı…
..
Elazığın Gazi caddesinde oturan bir bayan evine marangoz ustası çağırır ve evin eski gardrobunun arabalar geçtikte sarsıntıdan cızırdadığını bu yüzden rahatsız olduğunu gardrobu tamir etmesini ister.
Usta gardrobun içine girer ve arabaların geçmesini bekler böylece gardrobun neresinin cızırdadığını tesbit edip onarmak ister.Tam da bu esnada hasbel kader kadının kocası çıkıp gelmesinmi.tabii ilk işi gardrobu açıp üzerini değiştirmektir adamın.Gardrobu açınca elinde keserle oturan adamı görünce kadının kocası basar yaygarayı.kim bu adam ne işi var burada çabuk söyle ne işin var benim gardrobunda diye bas bas bağırır.Bu bir namus şeref haysiyet ölüm kalım meselesidir.Zavallı marangoz bunu bildiği için durumu kurtarmak ortamı yatıştırmak için yüzündeki tüm masum ifadeyle şöyle yalvarır.Gakko şimdi ben diyecem araba beklim sen bahan inanmayacaksın.
Ev sahibi kadının da anlatmasıyla durumu anlar ve başlar bu komik duruma kahkahalarla gülmeye.şöyle der hadi ustam sen araba beklemeye devam et benim karnım çok acıktı hanım yemek hazırla bana.Bu olay birebir yaşanmış gerçek bir hikayeden alınmıştır...
Nihat Gülle
Şair ve yazar
..