uzun ince bir yoldayım, ne başladım nede sondayım.
Yağmur var yağmur
Anıları canlandı göklerin
Bak yine geldi Eylül,
Ağlamaktan delinsin göz bebeklerin
Hey ahmak,
Vah vah boşa geçmiş ömür,
Bildiğin ne varsa beyninden süpür.
Koy mutlak gerçeği yerli yerine.
Kalanını bari dosdoğru sürdür.
Karasını saçların yapardım uzun kış gecelerinde gökyüzünün.
O kadar uzun ve siyah. Yıldızları ben saçardım alabildine..
Hayret ederdi eş dost sıkılmazmısın bütün gece bakmaya.
Ben gökyüzünü sever, saçlarını seyrederdim. Anlamazlardı. Gece sen, yıldız sen ve ben.
Anlayamazlardı.
Gece siyah gözlerinden.
Yoksa umut ışığımıdır süzülen aydan.
Yakamoz yol gösteriyor da,
Bende mi kalmamış derman.
Önümde uzanmış umman, kapkara,
Giden sen oldun sadece
Aşk peşine takılıp ta gitmedi.
Giymesen ne fark eder beyazları
Masumiyet ihanetinle ölmedi.
Yaksan ne olur, baktığın her yeri
Sağ yanım yok.
Sesler dudak kımıldamasından ibaret.
Renkleri, taze aşıkların tariflerinden anlamaktayım ancak.
Gittiğim her yerin fonu yetmişli yılların soluk duvar kağıdı.
Üçüncü sınıf derinliği mevcut. Siyah beyaz ve soluk.
Hep karakış ve benim şeçtiğim hiçbir libas
Yoksun;
Olsun, deniz var koyu mavi,
Güneş var, sıcacık teni ısıtan,
çiçek var, çiçeklerin en güzeli gül var
En masumu papatya var.Sen yokmuşsun, olsun.
Anlayacaksın;
Yıldızlar avuçlarında dans ettiğinde bir ağustos gecesi.
Yüzünü kaldırdığında, gökyüzünün sonsuz karanlığının
İçine doğru yayılmaya başlamasıyla,
Kurtuluş için benim öğrettiğim gibi,
Kutup yıldızına sarılacaksın.
Gülün sözü var sevgiye dair
Kulak verene fısıldamakta
Mektup olacak çok kağıt
Sevgi yazacak mürekkep var.
Birde söylenmemişler kelimeler
Hani derler ya. Sarhoşken söylenen her söz ayıkken düşünülmüştür diye. Aşktan sonra söylenen bahanelerde öyle..
muhteşem şiir sayın şair...
duygu yüklü düzel bir şiir,kutluyorum
duygu yüklü düzel bir şiir,kutluyorum