Hep geç kalırım hayata,
Benden önce kapmışlar her tarafı,
Sığdıramadım kendimi dünyaya
Bundandır fazlalığım.
Hastalığımı teşhis ettim birden
Sanane be,
Dünya yıkılmış, kalmışım altında
Ya da ölmüşüm, en afilisinden
Yokmuş götürecek tabutumu
Yada bir çukura atılmış cesedim.
Sanane…
Hadi
Koy git beni buralarda,
Zor olacak biliyorum ama Korkma,
Eğer umudun varsa,
Bırak,
Ben, Yalnızlıkla ezelden tanışırım.
Eylül ağlıyor.
bilinmez hangi hayatlar akıyor,
çamurlu gözyaşlarında.
Sağ gözünden akanlar,
insanlığı boğuyor.
Allah emir verdi çek bu derdi çek.
Izdırabın umudun bittiğinde bitecek.
Bu dünya kavuşma yerin değil heveslenme
Hiç birşeyin kalmadığında gelecektir hediye.
Ey kalbim dinmeyecek sızın kabullen.
Bana İstanbul’u anlat,
Tarifini yapmış ol hayatın.
“Bir sevda kumbarasıdır,
Kilidi boğaza asılı.” Diyorsun
Eksik söylüyorsun.
Bir zaman yolcusu
Ne geldiği yer belli
Nede sonu.
Bir yerden hatırlarsınız.
Çok bilindik tadı vardı.
Arnavut kaldırımdı.
Geceden kalan ilkbahar yağmuru ile ıslandı yollarımız.
Kimseyi uyandırmadan, bütün dinginliğiyle.
Leylak kokulu bahçelerden geçerek,
Kavuşmak için adımlanmalıydı.
Tarttırmayacağım artık sana aşkımı.
Hileli terazinde,
Ölçemeyecek hiçbir ölçün,
Yetemeyeceksin.
Ne Aciz adaletin, ne değer yargıların.
Yargılayamayacak, yaşananları.
muhteşem şiir sayın şair...
duygu yüklü düzel bir şiir,kutluyorum
duygu yüklü düzel bir şiir,kutluyorum