Söyleyemediğim çıkmazlarım var kendimce
Anlatamadığım yalnızlığıma aklımın ermediği,
Duymayı beklediğim ama bir türlü duymadığım sözler var
Hepsi uzak denizler misali sayıklar gecelerimde,haykırırcasına
Kaderde ne varsa yaşatırmış her şeyi misli ile bu hayat
Hiç değişmemiş yaşamlarda ödeşilmiş mecburiyetler var.
Geçmişe inat yaşanılmamış ne kadar kapı varsa, ardına kadar açılan
Yaşanılmış hiç unutulmayan gizli anlarda yazılı yan yana yazılmış bir o kadar anılarım var.
O kapıların gölgesinde yeşeren o anları anlatan şiirlerim de vardı
Özlenen geçen zaman mı yoksa bilinmeyenin kısa bir umudu mu?
Yoksa yaşanılacak her şeyden mutlu olan yaşanmamışlıkları sorgulayan alıngan bir adam mı ?
Tarif edersen yaşadıklarına inat sırlarını bir başkasına
Tıpkı sönen umutlarındaki farklılık misali
Yol gösterenin çok,çaresini bulan yok
Öyle değilmi yaşanmışlık varken yaşanmayan
O kadar çok yıllar var ki farklılık burada işte
Artık boşuna sorgulama
Efkarlanıp,sağa sola saldırma
Elindeki kadeh varken,
Altını üstüne getirme hayatın,
İçince aklına gelmesin
Unutma,
Bilinmeyenin son çaresizliği
Sonradan çıkarmış kendiliğinden
Bahsi olur her seferinde
Ya sen öleceksin yada ben
Sonra duracaksın belkide düşüneceksin
Sevda denen acıdan tadarken
Sen kıyısında sığındığım rıhtımsız kumsal
Ben ortasından su alan eski bir kırık bir sandal
Sen rüzgarla savrulup giden toz taneciği ben ise arkandan bakakaldığım yarım kalan sevdan.
Sen unutabilirsin ama unutamadığın aşikar
Dahası içimden atamadığım sessiz gururlu yakarışların hepsi yalan
Senin o bakışın var ya, zamanı korkutan bir anda durduran.
Bir sabah bulut gibi üstüne çökmüştü kokun
Hayal ettik seni
Avuçlarının arasından kaydı saçların
Önce sesin ulaştı aramıza
Ardından sen
Alkışlar ve çığlıklar arasında geldin şehrimize
Ölüm ilk kez üzdüğü kadar sevindirdi beni.
Çekmedi en azından tamda istediği gibi öldü.
Üç gün yatır Allahım beni dedi.
Dediği gibi oldu.
Garibim her gittiğimde ayrılık vakti o güzel kokusunu çekerdim içime
Anadolu kadını mahmur bakışlı
Benim yalanım bana benzer.
Herkese bu yüzden çabuk inanırım
Sırları saklamanın bedeli vardir. Derdi eskiler.
En son bir sonbahar aksamiydi yine ordaydim gecenin sonsuz yalnizliginda
20 yıl geçmişti üzerinden ancak ben yine burdaydim.
Demiştim ya seni hep bu bozkır ayazinda sorarım.İste bundandır benim sevdiğim en küçük yalanim
Benimle Konuşurken dön biraz
Gözlerime bakamıyorsan bile
Sus biraz beni dinlemeyi dene
Sözlerin bittiği vakit
Salacak sahilinden Köklerimize bak karşıya
Kız kulesi üzerinden tüm ihtişamıyla Osmanlı el sallıyor



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!