ilerisi yok
bu entel kuyunun
gel ey aşk
gel az gelişmiş bir tümörün içinde
acilarımızı tefekkür edelim
telgraf üslubu
Çok şey var ki, geride kaldı
Dönüş yolları kapalı,
Kara otağ içindeyim;
Yerde de kara bir halı...
Çok şey var ki geride kaldı
Nice sisli-sevgili yüz
Devamını Oku
Dönüş yolları kapalı,
Kara otağ içindeyim;
Yerde de kara bir halı...
Çok şey var ki geride kaldı
Nice sisli-sevgili yüz
zaten kim ürettiyse bu aşk kelimesini aşksıyoruz olmuyor, aşkıyoruz olmuyor... aşkı suslara hapsedip, bedeni konuştursak az geliyor, aşka 'aşkmak' lazım. birisi de 'aşkın tanımı' diye bir bilmece atmış ortaya,'resmini çizmek' gibi bişey.. sonra ardından 'mutluluğun resmi' gelir... bence soyut şeyler tanımlanamıyor.. aşk soyuttur ve tanımlardan soyutluyor...
Hah, nihayet yorumlar dengeyi sağlamış.
Şiiri idam sehpasından almışlar :)
Bu arada:
''Metin Eloğlu nun istanbulsadım sözcüğü, Cemal Süreyanın güvercini çağrıştıran üvercinkası, dünün şairi ece ayhanın aparthan ı veya cehenneti
Bunlar öncü şairlerdir..Bugün internette bissürü ekşi sözlük ve benzeri sitelerde sanki kelimeler yeniden icadedilmektedir..Şairler geleceğin kokusunu alan insanlardır ve toplumsal akışımın sanki sürüye yön veren öncüleridir...''
Sinyali'ye ait bu sözler...
Hiç bir itirazım yok.
Dilediğiniz kadar uğraşıp heybeden kelime sallayabilirsiniz.
Tutan tutar, tutmayan boyunun ölçüsünü alır gider.
Ne yazık ki aynı anda bir başka hataya düşüyoruz:
İstanbulsamak örneğini ele alalım: İstanbul böyle bir ayrıcalığı hak ediyor diye düşünebilirsiniz. Fakat bu doğru değildir. Böyle bir takı üretirseniz kazanılmış hak babından, Parissadım, Londrasadım, Konyasadım demek isteyebilir birileri, bu iş şehirlerle de kalmaz, bilgisayarımsadım, atımsadım, sazımsadım, okulumsadım şeklinde alır başını gider. Ne yazık ki hiçbir dilin bu kadar lüksü yoktur.
Farkındaysanız hep kalın sesli ile söyledim....sedim, üstelik, aynı duyguyu kesinlikle uyandıramıyor:
Evimsedim, Mersinsedim, Silivrisedim... (?)
Bu daha çok benimsemeyi çağrıştırıyor.
Oysa kelime türemesi bireysel gayretlerle olacak bir şey değildir. Bireyler tarafından sağlandığı olur, doğrudur, ama genellikle istemsiz olur bu. Çok basitçe bile olabilir. Bir köy kahvesinde ihtiyarın birinin sadece dili sürçer, hafif dezoriyante bir haldeyken mesela, öyle hoşuna gider ki duyanların, kulaktan kulağa yayılır ve bakarsınız yeni bir kelime kazanmışsınız.
Olay bu.
Aşkın tanımına geldik demişti birileri.
Tanımsayabildiniz mi?
Sayin Sinyali sayesinde ,sairin 'Ar-Be-De' adli siirini okuma sansini bulduk.
Tesekkur ediyorum kendine ,cunku bu siirini cok cok daha guzel buldum.
Sonsuz saygi ve sevgiler tum siir sevenlere.
Klavyem bozuk oldugundan,yazilim hatalari icin simdiden ozur dilerim.
Fikret Sahin
Nihat Sâmi Banarlı nın Türkçenin Sırları kitabını eli kalem tutan arkadaşlarıma tavsiye ederim.
okudum,beğendim.. memnun oldum demiştim.
şimdi muhterem Sinyalinin deruni mütalaası ile sükun buldum..
evliya çelik, gönlün ve kaleminle peşinde olduğun, aradığın inşiraha selam...
KURANDA DİNİ VE AHLAKİ KAVRAMLAR kitabının japon yazarı TOSHİHİKO İZUTSU çok farklı bir etimolojik çalışma yapmış..
Kur'anda geçen temel sözcükleri cahiliye şiirlerinde geçtiği şekilde tanım yapmaya yanaşmadan bir anlam ortak paydası altında toplamış...
semantik açıdan bu yöntem benim ilkokul yıllarımda yeterli tahsil olmayan anneme türkçe dersinde bilmediğim kelimelerin anlamını sorduğumda verdiği yanıta benziyor..
Biraz düşündükten sonra
-Birisi birisine der ki, diyerek başlar ve sonra sorduğum kelimeyi bir cümle içinde kullanırdı..Tatmin olmadığımı hissedince yeniden başka bir cümle içinde kullanırdı tarifini istediğim kelimeyi. Keimenin bu farklı cümlelerde geçiş şekline göre zihnimde bir algı ortalamasının oluşmasına çalışırdı..
Anlam için yepyeni kelimeler icadetme, arama, bulma çabasındaki şairlerin yapmak istedikleri aslında yetersiz gördükleri dil koşullarının üstüne çıkarak yeni bir işaret çentiği açmak , yeni bir işaret fişeği patlatmak arzusundan doğar kendi veya ortak tüm zihinlerde
Metin Eloğlu nun istanbulsadım sözcüğü , Cemal Süreyanın güvercini çağrıştıran üvercinkası, dünün şairi ece ayhanın aparthan ı veya cehenneti
Bunlar öncü şairlerdir..Bugün internette bissürü ekşi sözlük ve benzeri sitelerde sanki kelimeler yeniden icadedilmektedir..Şairler geleceğin kokusunu alan insanlardır ve toplumsal akışımın sanki sürüye yön veren öncüleridir..
Bunda global bir köy haline dönüşen dünyada ,eski zamanlarda kolay kolay birbiriyle karşılaşmayan kültürlerin bu denli birbirine karışmasının da etkisi olduğu açık..
Dünya görüşleri taban taban zıt olduğunu diğer şiirlerine de bakarak tahmin ettiğim Ece Ayhan ve Evliya Çelikin ifade üslup yani biçimsel form olarak bu kadar yakınlaşmasının sosyolojik bir karşılığı var aslında..
Batılılaşmasının başlangıcı sayılan tanzimat sonrasında avrupai değerle temasın artması nedeniyle edebiyattaki değişime osmanlıcı , islamcı ve milli edebiyat akımları 1950 lere kadar istisnaları hariç olmak üzere direndiler ve klasik form ve biçimi kullandılar..Ancak modernist anlayışta olmasa bile ifade ve biçimde özellikle bir çoğu mülkiyede okuyan ikinci yeniciler döneminde muhafazakar sayılacak bu kanattan da eser vermeler başladı..
Şiirler, musiki, sözcük seçimi, anlam, inanç, muhakeme gibi yönlerden mutlaka devrinin sosyolojik tesirlerinden etkilenirler.
En başa dönersek bir şairi en iyi izah eden şey onun bir başka şiirini okumaktır..
Tıpkı annemin çocukluğumda bana yaptığı gibi ben de izninizle sizlere Evliya Çeliğin şiir anlayışını ve anlatısı daha iyi anlaşılsın diyerek onu bir başka şiirin içinde daha kullanmak istiyorum.
:)
Ar-Be-De-(az pişmiş bir ahlak)
Ar
Be
De
Barbar kekliği
Bak
İntihar ağızlı bir kız
Şehrin cinnet galerilerinde
Be
De
Li
Ağır
Teklifler atlatıyor
Görsel bir çığlık atmosferinde
İçini hiçliğin kenarına keseni bir gör
Bir Allah yok gönül ferinde
Sanki hepsi ölüme kurşun sıkan bir silahşör
Defalarca makyaj
Kırmızı bir kedi olarak vicdan
Sabaha yakın bir trenle biraz gecikiyor eve
Pişmanlığın mor tuzu nikotin
Son arzusu
Silikonlu bir hayatın ve de
İblisin istatistiklerine uygun bir kızın
Sarmaş dolaş hırs ile kan
Hep kaçamak hep kaçmak
Ar
Be
De
Gıdasız kalan ur
Az pişmiş bir ahlak
Evliya Çelik
acıların tefekkürünü zamanın duygu teline asmak
yolun sonuna ekilen dem mabedidir...
tebrikler şair...
aşk ve ahlak ilişkisini sorguluyor (hatta yargılıyor) olmak hükmüne sahip şiir..
aşkın ahlaksızlığını sadece cinsel çağrışımlara ya da nevrotik sapkınlıklara bağlama temayülü hakiki aşkın yüksek ve bir o kadar da ilahi ahlakını görmezden gelmekle..hep bildiğimiz ve artık şaşırmadığımız inkar temcidiyle beslenme alışkanlığına devam edildiğini gösterir..
aşk bir nefsinden vazgeçiş..merhamet..riyasızlık..hesapsız bağlanış..dürüstlük gii faziletleri su yüzüne çıkarıyor olmakla mahir ise aşk..yok değil ise..her türlü tutarsızlığın sapkınlığın erdemsizliğin yuvalandığı bir bataklık alanıdır..
bataklıkta gül de biter..lakin koklamak için çamura batmak gerek..
asude bahçelerin güllerinde koklanan aşk..üstümüzü kirletmeden..rayihasının sarhoşluğuyla güzelleştiğimizdir de aynı zamanda..
kendinden başka bir şeye dönüşme ihtimali en yüksek olan şeydir aşk..
hamiş :
bunca laf kalabalığına gerek bırakmadan 'Entel Kuyu' yu yazdığı için..yoldaşım..haldaşım..kardaşım..mürşidim..Evliya'ma minnet şükran ve dua makamındayım..
@..
dilsiz damaksız lezzet
elsiz parmaksız okşayış
fersiz dermansız savaş
tır
aşk dediğin
olmazların olduğu
aklın hülya ile
sabrın kin ile solduğu
bir yuvarlanış
tır
aşk..
en bilgemiz zır cahil
en ninemiz allame
enteli intihara
aşığı cihan değer cennete
sokan
dır
aşk..
ibrahimin baltası
yıldızın göz kırpması
ay perçemlenmesi geceye
sükunun kında duramaz oluşu
sesin çağlayanlara dönüşmesi
dir
aşk..
ilkel saptamaların iflası
yara yerlerinin tuza kanması
kuyudan tahta çıkmak
mintanın arkadan yırtılması
dır
aşk..
@..
Entel kuyu - düştüğü durum
tefekkür - fikir düşünce
hayalinde düştüğü durumu konuşuyor aşkıyla
Burda hareket yok, derin düşünce var
durmadan tekrar tekrar
hatıralar geçiyor gözlerinin önünden
sonu bilinmeyen bir umut
umutsuz bir umut
yarım kalmış bir aşk
şebiyelda - uzun gece
şebileyda - gecenin içindeki Leyla
Uzun bir gecenin içindeki Leylasını arayan aşk
Leyli ve Mecnun - elçatmaz bir aşk
Ve sabahı gözlerinde açan aşık
son karar: o senin olmayacak
ama sen de vazgeçmeyeceksin, ey aşk
ilk bentte söylenen fikir son bentte tamamlanır
Şiirden anladığım bunlar
Evliyanın bütün şiirlerinde poeziya var
Tebrik ediyorum günün şairini
Bu şiir ile ilgili 90 tane yorum bulunmakta