Ne pireye kızıp yorgan yakarım,
Ne yorgan kaşındırdı diye pireye kıyarım.
Mevla'nın huzurunda bir hiç iken;
Nasıl nefsime uyar da azarım?
Kınama sende beni ey âdem,
Bükmüş boynunu gonca gül,
Edepli bir vav misali...
Sevilesi, tam da sevilesi…
Âşık olunası...
Sevilesi edebine hayran olduğum...
Farklı dünyaların aynı insanlarıyız biz.
Adalet aşığı,
Namerde düşman,
Vefakâr olduğu kadar da çekip giden…
Her gidiş içinde bir kalış saklıyor,
Her kalış içinde bir gidiş...
Nedir bu esen rüzgâr?
Fırtına mı var dışarıda;
Yoksa ben mi fırtınanın içindeyim?
Nedir bu savrulanlar?
Toz bulutu mu var dışarıda;
Yoksa hayallerim mi uçuşanlar?
Ve zaman da durur bir gün;
Akan ırmaklar da kurur...
Yanan her ocak da söner bir gün;
Dönen bu dünya durur...
Her başlangıç gibi gelir sonu;
Gideceğim!
Senden gideceğim sevgilim…
Annemden, babamdan, sevimli kedimden…
Can dostumdan,
Hatta düşmanımdan bile.
Arkamda kalacak en sevdiklerim,
Gidiyorum...
Gittiğim yerler uzaksa da,
Gönlüm sana yakın hep...
Sarıl sımsıkı boynuma,
Nefesin karışsın nefesime.
Gidiyorum...
Her gece o karanlık sokaklarda yapayalnız yürüyorum.
Üzerimde o sevdiğin boğazlı kazak;
Ellerim ceplerimde,
Kulağımda ney sesi,
İçimde sevda ateşi,
Gözlerimde hüzün...
Ne dert yanacak dağım var,
Ne eğlenecek bağım var,
Sana verecek bir canım var,
Gülecekse o gül yüzün;
Al o da senin olsun...
Alıp karşına soru sorsan;
Güzelliğinden dilim tutulur.
Cennetin bahçelerini göstersen de;
Işığından görmez gözüm.
Unuturum kendimi!
Ne nefis kalır ne emare,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!